Britanya, 17. yüzyıldan itibaren dünya siyasetini şekillendiren en etkili güçlerden biri olmuş; deniz hegemonisi, sanayi devrimi ve fina...
Britanya, 17. yüzyıldan itibaren dünya siyasetini
şekillendiren en etkili güçlerden biri olmuş; deniz hegemonisi, sanayi devrimi
ve finans kurumları sayesinde küresel düzenin kurucu aktörlerinden biri haline
gelmiştir. İngiliz etkisi bugün bile devlet yapısı, kurumlar ve ittifak ağları
üzerinden dolaylı biçimde hissedilir.
Küresel
emperyalizmin kurucu gücü; Deniz Hâkimiyet doktrini, 16–20. yüzyıllar arasında
Britanya, dünyanın en büyük donanmasını kurarak ticaret yollarını kontrol etti.
“Denize hükmeden dünyaya hükmeder” anlayışı, küresel
emperyalist rekabette İngiltere’nin temel strateji ekseniydi.
Sanayi Devrimi ve ekonomik Üstünlük; Sanayi devriminin
merkezi olarak üretim ve sermaye birikimini elinde topladı.
Küresel pazarların açılması, kolonilerin hammadde
kaynağına dönüştürülmesi İngiliz emperyalizminin ekonomik boyutunu oluşturdu.
Koloni İmparatorluğu; Tarihin en geniş kara ve deniz
imparatorluğu (100’ün üzerinde bölge, dünya nüfusunun yaklaşık %25’i).
Hindistan, Ortadoğu, Afrika ve Uzak Doğu’da siyasi,
kültürel ve yönetimsel kalıplar bıraktı.
Ortadoğu ve
Avrasya’da İngiliz etkisi, Osmanlının dağılması ve Yeni Dünya düzeni;
Sykes–Picot düzeni, manda sistemleri, sınır inşası
(Irak, Ürdün, Filistin) İngiliz stratejisinin sonuçlarıdır.
Petrol kaynaklarına erişim, bölgesel denge
politikalarının temel motivasyonuydu.
Petrol
Jeopolitiği; BP’nin (British Petroleum) kuruluşu İran petrolleriyle
ilişkilidir.
İngiltere, 20. yüzyıl boyunca enerji akışını “stratejik
varlık” olarak görmüş; petrol bölgelerindeki rejimlerle yakın ilişkiler
kurmuştur.
“Bölgesel Denge” stratejisi Tek bir gücün bölgesel
hâkimiyet kurmasını engelleme (ör. Osmanlı sonrası Arap dünyasında, İran-Irak
dengesi, Basra Körfezi güvenliği).
Bu politika, İngiliz emperyalizminin temel
mekanizmalarından biri olarak kabul edilir.
Günümüzde
İngiliz Etkisinin Dönüşmüş Biçimleri;
Britanya
eski kolonyal gücüne sahip olmasa da ağ devlet (network power)
yaklaşımıyla küresel etkiyi sürdürmektedir.
Finans
Merkezleri; Londra, bugün hâlâ küresel finansın üç ana merkezinden biri.
Sigorta, bankacılık, türev piyasaları ve offshore
finans ağları, İngiltere’ye enformel küresel etki sağlar.
İstihbarat Ağı; MI6, “Five Eyes” ittifakı (ABD,
İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda) içinde ABD’ye en yakın stratejik
ortak.
Dijital gözetim, siber güvenlik ve istihbarat
paylaşımı, modern emperyal güç projeksiyonunun araçları.
Commonwealth Mekanizması (İngiliz
Topluluğuna ait 54 egemen devletten oluşan bir siyasi Yapı)
56 ülkenin dâhil olduğu bu ağ ekonomik, kültürel ve
diplomatik etki alanıdır.
Britanya, eski sömürgelerle “post-kolonyal bağlarını”
sürdüren yumuşak güç politikası izler.
Kültürel ve Dil ile ilgili Hegemonya
İngilizcenin küresel dil haline gelmesi, İngiltere’nin
“güncellenmiş emperyalist araçları” arasında değerlendirilir:
Akademik yayınlar, Medya (BBC, Reuters) Popüler kültür
Bu durum, doğrudan bir siyasî kontrol yerine “kültürel üstünlük” sağlar. ABD
ile “Eş- Merkezli İmparatorluk ”ilişkisi,
Britanya, II. Dünya Savaşı sonrası klasik imparatorluk
yapısından çıkarak, ABD ile birlikte Anglo-Sakson stratejik blok
oluşturmuştur.
Bu ilişki: NATO içindeki rol, küresel istihbarat
paylaşımı, ekonomik ve finansal koordinasyon aracılığıyla devam eder.
Pek çok araştırmacı, İngiliz etkisinin artık “doğrudan
hâkimiyet” değil, ABD’nin liderlik ettiği entegre bir sistemde stratejik
yönlendirme biçiminde sürdüğünü savunur.
Emperyalist
stratejinin temel Araçları;
Deniz ve ticaret yollarının kontrolü
Finansal ağların yönetimi
İstihbarat işbirliği ve etki operasyonları
Post-kolonyal ilişkilerin sürdürülmesi (Commonwealth)
Dil, eğitim ve kültür üzerinden yumuşak güç
Ortak güvenlik ittifakları (NATO, Five Eyes)
Enerji ve hammadde kaynaklarına erişim stratejileri
Sonuç
olarak, İngiliz etkisinin niteliği;
Bugün İngiltere, klasik sömürgeci imparatorluğunu
kaybetmiş olsa bile:
Küresel finans, diplomasi ve istihbarat ağları, uluslararası
hukuk ve kurumlar kültürel hegemonya üzerinden etkisini sürdüren,
“doğrudan değil dolaylı” emperyalist bir aktör olarak değerlendirilir.
Britanya'nın gücü artık toprak işgalleriyle değil, kurumsal
ve ağ tabanlı küresel etki üretimiyle tanımlanmaktadır.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR