Milletimizin, politikada kullanılan dili ve üslubu yadırgadığını, hatta nefret ettiğini hepimiz biliriz. Ancak kınamaya gelince, sessiz ka...
Milletimizin, politikada kullanılan dili ve üslubu
yadırgadığını, hatta nefret ettiğini hepimiz biliriz. Ancak kınamaya gelince,
sessiz kaldığını da biliriz. Bu durum, politikacılar tarafından, milletin
hoşuna gitmekte olduğu gibi bir kanaat uyandırmaktadır. Oysaki millet, durumun
vahametini içine atmakta, kan içip, kızılcık şerbeti içtiğini ifade etmektedir.
Sarf edilmiş bütün kötü söz, benzetme ve imalar, hepsinin
kınanması gerekir. Politikacıların bu milletin gözünün içine baka baka, kem
söz, argo ifade, hakaret ve malayani laflar ede bilmemelidirler.
Ediliyor mu? Evet ediliyor. Kimler yapıyor sorusuna o kadar
çok cevap var ki, ne terbiyem, nede ahlakım bu satırların arasına yazmama
müsaade etmez.
Hafızamızı biraz yoklayalım, mersinde Sayın Cumhurbaşkanının,
”ananı al git” demesi doğru mu?
Sayın Devlet Bahçeliye sarf ettikleri sözler, yenilir
yutulur laflar değildi? Ki, bu sözler misli ile mukabele görmüştür. Her ikisi
de yanlıştır. Ve iki yanlış bir doğru etmemektedir.
Bir diğer politikacı, partisinin sembolü olan ağacı oraya
buraya batıracak kadar alçaldı…
Meclis oturumlarında, diş ve yumruk sıkmalar cabası…
Teamül haline gelen bu üslup, kanıksanır duruma gelmiştir.
Bu millete çok yazık…
Meral Akşener’in, Cumhurbaşkanını, Netenyahu’ya benzetmesi,
belki de sarf edilmiş diğer hakaret, aşağılama ve küfürler yanında çok zayıf
kalmaktadır. Ancak, Filistin saldırısı sonrasına denk gelmesi, hemen
sonrasında, Sayın Cumhurbaşkanının seçim bölgesine gitmesi ve iki taraflı provokasyon
ve kışkırtmanın olduğu istenmeyen olayların yaşanmasına sebebiyet vermiştir.
Bu millet, edebiyle bilinen Müslüman bir millettir. “rol
model” konumda olan siyasetçiler, sarf ettikleri ifadelerini ölçüp biçmeden
sarf etmemeleri gerekir. Yeni kuşaklar bu tarzı, siyasetin iletişim biçimi olarak
benimser iseler, durumumuz, geleceğimiz adına vahimdir.
Sayın Cumhurbaşkanı, hem siyasi parti lideri, hem de devlet
başkanıdır. Onun üslubu, belirleyici olmalıdır. Yoksa son zamanlarda, medyada
tartışma platformlarındaki gazetecilere de sirayet eden “üslup bozukluğu”
giderek yaygın bir hal alır. İşte o zaman vay halimize…
YORUMLAR