Kerkük, Irak’ın kuzeyinde yer alan, zengin petrol ve gaz rezervlerine , çok etnikli demografik yapıya ve bölgesel güçlerin kesişme nokt...
Kerkük, Irak’ın kuzeyinde yer alan, zengin petrol
ve gaz rezervlerine, çok etnikli demografik yapıya ve bölgesel
güçlerin kesişme noktası olma özelliğine sahip stratejik bir şehirdir.
Bölgenin kaderi, üç ana unsur tarafından belirlenmektedir:
Kaynak rekabeti: Kerkük’ün petrol sahaları Irak’ın toplam
rezervlerinin yaklaşık %9’unu oluşturur. Etnik çeşitlilik: Türkmen,
Kürt, Arap ve Hristiyan toplulukları tarihsel olarak birlikte yaşamaktadır;
ancak her biri yönetimde temsil mücadelesi vermektedir.
Statü belirsizliği: Irak Anayasası’nın 140. maddesi kapsamında
“referandumla statünün belirlenmesi” süreci tamamlanmamıştır. Bu durum sürekli
bir yönetim krizi doğurmaktadır.
Bu koşullar altında Kerkük, Irak içindeki güç
paylaşımı tartışmalarının merkezi hâline gelmiş; aynı zamanda Türkiye, İran,
ABD ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) arasında bir nüfuz sahası mücadelesine
dönüşmüştür
Kerkük’ün geleceği birçok değişkene bağlı olarak
şekilleniyor. Olası senaryoları, karşı karşıya olduğu temel fırsat ve
riskleri ve önümüzdeki yıllarda dikkat edilmesi gereken üç kilit alanı
değerlendirmek gerekir.
Olası senaryolar; Gelişme ve istikrar senaryosu:
Bölgedeki petrol / gaz sahalarında yapılacak yatırım artışı: Örneğin, BP ile
Kerkük sahalarının yeniden geliştirilmesi için yapılan anlaşma bu yönde.
Yenilenebilir enerji projelerinin artışı: Bölge, güneş enerjisi santralleri
için uygun alanlar ayarlamış durumda. Etnik topluluklar arasında daha iyi
yönetişim ve temsil sağlanması: İdeal durumda farklı gruplar arasında bir
uzlaşı sağlanırsa sosyal istikrar artabilir.
Bu senaryoda, Kerkük’te ekonomik canlanma, istihdam artışı, altyapı gelişimi ve
görece huzurlu bir idari yapı oluşabilir.
Duraklama / çekişmeli statü senaryosu: Yatırımlar gelir ama yönetişim ve
güvenlik sorunları nedeniyle istenilen etkiyi tam vermez. Etnik ve toplumsal
gerilimler zaman zaman yükselir ama tam bir şiddetli çatışma oluşmaz. Merkezi
hükümet, bölgesel yönetim ve yerel gruplar arasında Yarı işleyen bir ortaklık
yapılaşır.
Bu durumda bölgede “karışık” bir tablo hâkim olur:
bazı gelişmeler olur ama tam potansiyel kullanılamaz.
Çöküş veya ciddi kriz senaryosu; Etnik/dini gruplar arasında
şiddetli çatışmalar çıkabilir. Örneğin son yıllardaki protestolar bunun
göstergesi. The
New Arab Güvenlik
durumunun bozulması, yatırımcı kaçışı, kamu hizmetlerinde bozulma. Bölgenin
merkezi hükümetten veya faydalı bir özerklikten uzaklaşması, dış aktörlerin
müdahalesiyle krizlerin derinleşmesi. Bu senaryoda Kerkük hem ekonomik hem
yönetsel olarak zor bir konumda olabilir.
Temel Fırsatlar; Doğal kaynaklar ve enerji sektörü:
Kerkük’ün petrol ve gaz alanları önemli bir avantaj. BP ile yapılan sahalar
geliştirme anlaşmaları bu fırsatı destekliyor. Reuters Yenilenebilir enerji potansiyeli;
Güneş gibi enerjiler için yeni projeler onaylandı. Stratejik coğrafi konum: Kuzey Irak’ta,
hem bölgesel hem uluslararası aktörlerin ilgi alanında. Bu yönetilirse avantaj
olabilir.
Temel
riskler; Etnik/toplumsal gerilimler: Kürt, Arap, Türkmen gibi farklı
toplulukların hak, temsil ve bölge kontrolü konusunda çatışmaları var. The
New Arab Güvenlik
ve yönetişim zafiyetleri: Yerel yönetimde bazı grupların dışlanması ya da
adil temsil edilmemesi risk yaratıyor. Anadolu
Ajansı Bölgesel aktörlerin müdahalesi: Komşu ülkeler ve bölgesel
aktörlerin Kerkük üzerinden nüfuz kurma çabaları mevcut. cidob.org Yatırım ve altyapı eksikleri:
Kaynaklar olsa da, yatırım sürecinin gecikmesi ya da etkin olmaması gelişimi
engelleyebilir.
Dikkat
edilmesi gereken alanlar:
Yönetim ve temsil mekanizmaları; Bölgedeki yerel yönetimlerin, tüm
etnik grupları kapsayacak biçimde düzenlenmesi çok önemli. Anadolu
Ajansı Güvenlik güçlerinin kimliklerinin, hangi gruba
bağlı olduğunun netleşmesi: Çeşitli güvenlik aktörlerinin olması zorluk
yaratabiliyor. meri-k.org
Enerji ve yatırım projelerinin gerçekleşmesi; Petrol-gaz sahalarının aktif
biçimde devreye alınması (örneğin Kerkük sahalarının üretim kapasitesinin
artırılması hedefleniyor). Reuters
Yenilenebilir projelerin planlandığı şekilde
ilerleyip ilerlemediği: Bu tür projeler ekonomik çeşitlenme açısından kritik.
Etnik uyum ve toplumsal barış; Yerel topluluklar arasındaki geçmiş travmaların
giderilmesi.
güven arttırıcı adımların atılması. Arazi, mülkiyet, kimlik meseleleri – bunlar
Kerkük’ün “anlaşılmamış” statüsünün bir parçası. meri-k.org
Kısaca söylemek gerekirse: Kerkük’ün geleceği umut
vaat ediyor, ancak bu ümit kesin değil. Eğer enerji yatırımları ve
yönetişim reformları düzgün ilerlerse Kerkük ortalamanın üstünde bir gelişim
yaşayabilir. Ancak yönetişim eksikleri, etnik çatışmalar ve bölgesel
müdahaleler bu potansiyeli gölgeleyebilir.
İstikrar ve kalkınma için neler yapılabilir?
Siyasi Uzlaşı ve Yönetim Reformu; 2026’ya kadar Irak merkezi hükümeti,
Kürt, Türkmen ve Arap temsilcilerini kapsayan yeni bir Kerkük Yönetim
Konseyi oluşturur. Valilik pozisyonu dönüşümlü ya da ortak yönetim
modeliyle paylaşılır. Bu düzenleme, uzun süredir devam
eden “temsilde adalet” tartışmasını büyük ölçüde hafifletir.
Enerji ve ekonomi; BP’nin 2025’te başlayan Kerkük petrol sahaları
geliştirme projesi üretimi artırır: günlük üretim 400.000 varilden 700.000
varile çıkar. Solar ve doğal gaz yatırımları devreye girer; Kerkük, Irak’ın
kuzeyinde enerji merkezi olur.Gelir paylaşımı konusunda merkezi hükümet ve
yerel yönetim uzlaşır; elde edilen gelirle altyapı, sağlık ve eğitim
yatırımları yapılır.
Toplumsal Barış ve uyum; Türkmen, Kürt ve Araplar arasında ortak ekonomik
projeler, yerel işbirliği girişimleri artar. Eğitim müfredatında çokkültürlü içeriklere yer verilir; genç kuşaklar
arasında önyargılar azalır.
2028–2029 itibarıyla Kerkük, göçmen dönüşleriyle nüfus
dengesini doğal biçimde yeniden kurar.
Bölgesel
dengeler; Türkiye, Irak ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) arasında üçlü
enerji koridoru (Ceyhan–Kerkük hattı) işler hale gelir. Kerkük bu sayede istikrarlı
bir enerji kavşağına dönüşür. İran ve ABD’nin nüfuz mücadelesi sınırlı
kalır; Kerkük, “tarafsız kalkınma bölgesi” modeliyle öne çıkar. Böylece; kişi
başına gelir Irak ortalamasının %30 üzerine çıkar. Kerkük “Irak’ın barış
laboratuvarı” olarak anılır. Türkmen toplumu güçlü temsil elde eder, Kürtler
ekonomik paydan yararlanır, Arap nüfus entegrasyon sürecini tamamlar.
İstikrarsızlık
olursa ne olur (2025-2030)? Siyasi kriz ve güvenlik çöküşü; 2025–2026 arasında
yapılan yerel seçimler, etnik temsilde adaletsizlik iddialarıyla kriz çıkarır. Kürt
ve Arap partileri arasında sokak çatışmaları görülür; Türkmen bölgeleri tampon
alan hâline gelir. Merkezi hükümet, Kerkük’te olağanüstü hâl benzeri “askerî
yönetim” uygular.
Enerji
alanında gerilim; Kerkük’teki petrol
üretimi, güvenlik riskleri nedeniyle durma noktasına gelir. Boru hattı
saldırıları artar; Türkiye hattı (Ceyhan) 1 yıl kapanır. Gelir paylaşımı krizi
yüzünden yatırımcılar (özellikle BP ve Çinli firmalar) bölgeden çekilir.
Toplumsal çözülme; Etnik mahallileşme artar; karma nüfuslu bölgelerde zorunlu
göçler yaşanır. 2027’ye kadar yaklaşık 80.000 kişi yerinden edilir (özellikle
Türkmen ve Arap köyleri arasında). Eğitim, sağlık ve belediye hizmetleri
kesintiye uğrar; yoksulluk oranı %60’ı aşar.
Bölgesel
rekabetin tırmanışı; İran yanlısı milisler ve Türkiye’ye yakın gruplar arasında
Kerkük çevresinde nüfuz mücadelesi başlar. ABD’nin çekilmesiyle güvenlik
boşluğu derinleşir. Kerkük fiilen “kontrolsüz bölge”ye dönüşür; Irak yönetimi
etkinliğini kaybeder.
Şehirde “de facto bölünme” oluşur: kuzeyde Kürtler,
merkezde Türkmenler, güneyde Araplar kontrol sağlar. Enerji üretimi %60 düşer,
işsizlik %70’e yaklaşır. Kerkük, bölgesel istikrarsızlığın sembolüne dönüşür.
Kerkük’ün geleceği, üç temel faktörün nasıl
yönetileceğine bağlı: etnik güç paylaşımı (Kürt, Arap, Türkmen dengesi), enerji
gelirlerinin adil bölüşümü, bölgesel aktörlerin (Türkiye, İran, ABD, KBY)
etkisinin dengelenmesi. Bu üç husus üzerinde anlaşma sağlanır ise iyi senaryo
güçlenir.
Kerkük, 2025–2030 döneminde, ya Irak’ın yeniden
inşasında birleştirici bir model, ya da, ülke İçinde kalıcı bir kırılmanın
sembolü olacaktır. Bu sürecin yönü, etnik temsilde adalet, enerji gelirinde
eşitlik ve bölgesel güçlerin dengeli tutumu ile doğrudan ilişkilidir.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR