2025 itibarıyla PYD/YPG/SDG yapılanmasında gelinen son durum , hem bölgesel gelişmeler hem de Türkiye'nin güvenlik politikaları açıs...
2025 itibarıyla PYD/YPG/SDG yapılanmasında gelinen son
durum, hem
bölgesel gelişmeler hem de Türkiye'nin güvenlik politikaları açısından kritik
bir noktaya ulaşmış durumda. Durumun değerlendirilmesinde, genel görüntüyü
farklı bir perspektifle baktığımızda şu manzarayla karşılaşmaktayız.
Güncel durum ve Türkiye’nin yaklaşımı: Milli
Güvenlik Kurulu (MGK) 2025 Eylül toplantısında, PKK/KCK-PYD/YPG’nin
oluşturduğu tehditlere karşı yurt içinde ve dışında kararlılıkla yürütülen
operasyonlar değerlendirildi. Bildiride, “terörsüz bölge” hedefi vurgulanarak,
komşu coğrafyalarda terörün hiçbir tezahürüne müsaade edilmeyeceği belirtildi.
Türkiye, PYD/SDG/YPG’nin Suriye'nin kuzeyinde özerk
yapı kurma girişimlerine karşı sert tutumunu sürdürüyor. Bu yapılanmaların
Türkiye'nin sınır güvenliğini doğrudan tehdit ettiği ifade ediliyor.
Ancak, küresel etki alanları içinde düşünülmesi,
Hükümeti doğrudan müdahale etmekte sınırlamaktadır. Zira, ABD-İsrail destekli
yapının verilen güvencelerden ötürü yüksek özgüven içinde,yapılan antlaşmalara
bağlı hareket etmediğini görebiliyoruz.
Uluslararası ilişkiler ve güç dengeleri:
İsrail’in PYD/YPG/SDG ile ilişkileri, Türkiye açısından ayrı bir
güvenlik boyutu oluşturuyor. İsrail’in bu gruplara olan stratejik ilgisi,
İran’ın bölgedeki etkisini kırma ve Türkiye’yi dengeleme amacı taşıyor. Bu
durum, tehdidin çok boyutlu hale gelmesine neden oluyor.
PYD/SDG/YPG’nin uluslararası destek arayışları,
özellikle ABD ve bazı Avrupa ülkeleriyle olan temasları üzerinden sürüyor.
Ancak bu destekler, Türkiye'nin diplomatik baskılarıyla zaman zaman
sınırlanabiliyor.
Stratejik Değerlendirme: PYD/YPG yapılanması, Suriye
iç savaşının ardından oluşan boşlukta güç kazanmış olsa da, Türkiye'nin askeri
ve diplomatik hamleleriyle bu yapıların hareket alanı daraltılıyor.
Türkiye'nin “terör duvarını tamamen yıkma” hedefi
doğrultusunda, sınır ötesi operasyonlar ve uluslararası diplomasi birlikte
yürütülüyor.
İstersen bu yapılanmanın tarihsel gelişimini, askeri
kapasitesini veya bölgedeki etkisini daha detaylı inceleyebiliriz. Hangi
yönüyle ilgileniyorsun?
Bir sayfada
düzenle
tarihsel
gelişimini, askeri kapasitesini veya bölgedeki etkisini daha detaylı inceleyebiliriz.
Hangi yönüyle ilgileniyorsun?
Harika! PYD/YPG yapılanmasını üç ana başlıkta
detaylandırabiliriz. Hangi yönü seni daha çok ilgilendiriyor?
Tarihsel gelişim: 2011 Suriye iç savaşı ile
birlikte PYD (Demokratik Birlik Partisi), PKK'nın Suriye kolu olarak öne çıktı.
Otorite boşluğundan yararlanarak kuzey Suriye'de kontrolü ele geçirdi2.
Ayn el-Arab (Kobani) kuşatması sonrası, Batı’ya seküler ve demokratik bir
aktör olarak kendini tanıttı. Bu imaj sayesinde ABD ve koalisyon güçlerinden
destek aldı.
Kanton yapılanması ve ardından ilan edilen “federasyon” ile devlet
benzeri bir yapı kurma yoluna gitti.
Askeri kapasite: PYD’nin silahlı kanadı olan YPG,
ABD tarafından IŞİD’le mücadele kapsamında yoğun şekilde silah, mühimmat ve
lojistik destek aldı. Binlerle ifade edilen Tırlarla silah ve mühimmat
yığınağının yapıldığını açık istihbaratla bilinmektedir.
YPG’nin lider kadrosu Kandil’den atanıyor ve Öcalan’ı
ideolojik önder olarak kabul ediyor. Bu durum, PKK ile organik bağını
gösteriyor.
Sahada hava desteği, zırhlı araçlar ve gelişmiş
silah sistemleri ile donatılmış bir yapıya dönüştü.
Bölgesel Etki:PYD/YPG, Türkiye’nin güney sınırında
geniş bir alanı kontrol ederek sınır güvenliği açısından ciddi tehdit
oluşturuyor2.
İsrail’in PYD/YPG ile kurduğu stratejik ilişkiler,
İran’ı dengeleme ve Türkiye’yi sınırlama amacı taşıyor. Bu da tehdidi çok
boyutlu hale getiriyor.
PYD/YPG, Batı ülkeleriyle askeri ilişkilerini
diplomatik alana taşıyarak meşruiyet arayışına girdi.
İstersen bu üç başlıktan birini daha derinlemesine
inceleyebiliriz. Mesela askeri kapasiteyi harita ve silah sistemleriyle analiz
edebiliriz ya da tarihsel gelişimi kronolojik olarak detaylandırabiliriz.
Hangisi seni daha çok cezbediyor?
YPG/PYD TARİHSEL GELİŞİMİ
2003 |
PYD,
Abdullah Öcalan’ın talimatıyla kuruldu. |
2004 |
Kamışlı
olayları sonrası Kürt hareketi Suriye’de görünür hale geldi. |
2011 |
Suriye iç
savaşı başladı. PYD, otorite boşluğundan yararlanarak kuzeydeki Kürt
bölgelerinde kontrol sağlamaya başladı. |
2012 |
YPG (Halk
Koruma Birlikleri) kuruldu. PYD’nin silahlı kanadı olarak faaliyet göstermeye
başladı. |
2014 |
Kobani
kuşatması sırasında YPG, IŞİD’e karşı direnişiyle uluslararası destek
kazandı. ABD hava desteği sağladı. |
2015 |
Suriye
Demokratik Güçleri (SDG) kuruldu. YPG bu yapının ana askeri gücü oldu. |
2018 |
Kuzey ve
Doğu Suriye Özerk Yönetimi ilan edildi. PYD/YPG bu yapının temel taşıyıcısı
oldu. |
2025 |
Türkiye’nin
sınır ötesi operasyonları ve diplomatik baskılarıyla PYD/YPG’nin hareket
alanı daraltılmaya çalışılıyor. PYD/YPG
Askeri Kapasitesi ve Analizi: Silah
Sistemleri |
ABD Desteğiyle
Temin Edilenler:
M4 ve AK-47 tüfekleri
TOW anti-tank füzeleri
Zırhlı Hum ve araçları
İnsansız hava araçları (gözetleme amaçlı)
Yerel Üretim ve PKK’dan Aktarılanlar:
El yapımı patlayıcılar (EYP)
Hafif makineli tüfekler
PKK’nın dağ kadrosundan gelen tecrübeli savaşçılar
Kontrol Edilen Bölgeler: Suriye’nin Kuzeyi:
Hasiçi, Kamışlı, Ayn el-Arab (Kobani), Tel Abyad, Afrin (2018’e kadar), Menbic
gibi bölgelerde etkinlik gösterdiler.
KCK Haritası: Türkiye, İran, Irak ve Suriye’yi kapsayan sözde
konfederal Kürdistan hedefiyle çizilmiş harita Emniyet raporlarında yer aldı.
Bu analiz, PYD/YPG’nin hem ideolojik hem de askeri
olarak nasıl yapılandığını ve bölgedeki etkisini net biçimde ortaya koyuyor.
Küresel güçlerin kontrolünde, bölgede birçok stratejik
elde etmeyi planlayan, bölücü/etnik hareket marifeti ile ABD’nin; su havzasını
ve enerji kaynaklarını kontrol etmeyi hedeflemektedir. Tek kutuplu bir dünya
inşa etmek üzere, Çinin ve Rusya’nın etkisizleştirmesi için bölgemizi bir askeri
üs olarak tasarlamasıdır. Onun için kullanılabilen yegâne unsur, siyasal/ etnik
Kürt hareketidir. Maksatlarının hâsıl olması, jeopolitik stratejide belirlenen
Anadolu coğrafyasını tam bir hâkimiyet alanına dönüştürmesidir.
Çok yakın bir gelecekte, küresel emperyalistlerin
desteği ile mevcut yapının fiili bir durumun müsebbibi olacakları
öngörülmektedir. Taraflar kim olursa olsun, “kurbanlık koyunun beslenmesi
ihtimamıyla” şekillendirmeye çalıştıkları PKK/PYD/YPG ve SDG stratejik hedefler
için boğazlanacaklardır. Esas mücadele eden unsurlar öyle veya böyle karşı
karşıya gelmelerini de beklenen bir durumdur. Ancak, vakit henüz geçmemiş iken,
büyük ekseriyeti Müslüman olan bu yapıların emperyalistlerin kontrolünden
çıkarmak için diplomasiyi kullanmak becerisini sergilemek gerekir. Yoksa bölge,
bu yapılarla birlikte kan deryasına dönmesi yakındır.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR