Doğu Türkistan meselesi, “insani duruş” sergilemeyen dünyanın gözleri önünde sürdürülen bir katliam meselesidir. 18. asrın sonundan bu güne...
Doğu Türkistan meselesi, “insani duruş” sergilemeyen dünyanın gözleri önünde sürdürülen bir katliam meselesidir.
18. asrın sonundan bu güne, kesintisiz acı çeken millet, Türk milletidir. Asya da, Avrupa’da, Afrika’da…
Bu acıların en acımasızı; şüphesiz ki, dünyanın, kör, sağır ve ahraz kaldığı doğu Türkistan Türkleridir. Yani Türk kültürünün ve Türk varlığının kaynağı, ana damarı…
Doğu Türkistan (Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi), Çin’in batısında yer alır. Bölge, stratejik olarak Türkistan’a (Orta Asya’ya) açılan kapı konumundadır.
Nüfusun önemli bir kısmı Uygur Türklerinden oluşur. Bunun yanı sıra Kazak, Kırgız, Özbek gibi Türk toplulukları da yaşar.
Tarihsel olarak bölge uzun süre Çin hâkimiyeti dışında kalmıştır:
19. yüzyıl ortalarına kadar çeşitli Türk hanlıklarının kontrolündeydi.
1884’te Qing Hanedanı tarafından işgal edilip “Xinjiang” (“Yeni Toprak”) adı verilmiştir.
1944–1949 arasında kısa süreli Doğu Türkistan Cumhuriyeti kuruldu, ancak 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti bölgeyi tamamen ilhak etti.
Çin politikaları, Çin yönetimi, bölgeyi kontrol altında tutmak için çeşitli stratejiler uygulamaktadır.
Göç politikaları, Han Çinlilerin bölgeye yerleştirilmesi, etnik dengeyi değiştirmek, Çinlileşmeyi hızlandırmak,
Ekonomik kalkınma projeleri (Batıya Açılım Stratejisi) ekonomik bağlarla entegrasyon sağlamak…
Güvenlikçi yaklaşım- “Aşırılıkla mücadele” adı altında, sert denetim sonrası, milli ve dini kimliklerini bastırmak…
İnsan hakları ihlalleri kapsamında değerlendirilebilecek, Uluslararası raporlar ve tanık ifadelerine göre, 2017’den itibaren yüz binlerce, bazı kaynaklara göre milyonlarca Uygur’un “yeniden eğitim kampı” adı altında zorla tutulduğu bildirilmektedir.
Uygur dili, dini ibadetler ve gelenekler baskı altında. Camiler yıkılmış, Kur’an eğitimi yasaklanmıştır. Böylece, kültürel baskı uygulamasına da tabi tutulmaktadır.
Pamuk tarlaları ve fabrikalarda zorla çalıştırıldığı iddiaları mevcuttur. Düşük ücretle çalıştırmak emek istismarı…
Çocuklar “devlet yatılı okullarına alınarak Han kültürüyle yetiştirilmektedir. Temelden asimilasyon programına tabi tutulmaktadırlar.
Doğu Türkistan, Çin’in enerji koridoru açısından kritik öneme sahiptir, Zengin petrol, doğalgaz ve kömür rezervleri bulunur. Stratejik ve ekonomik boyutlu bu uygulama aynı zamanda, sömürü politikalarını da hayata geçirmektedir. BRİ için merkezi bir geçiş hattıdır. Bu nedenle Çin, bölgeyi “ekonomik güvenlik” açısından stratejik görür ve bağımsızlık taleplerine tahammül etmez. Kuşak yol girişimi (BRI)
Uluslararası Tepkilere bakıldığında, Çin’i “soykırım” yapmakla suçlamaktadırlar.
İslam ülkeleri arasında tepkiler zayıftır; çoğu ülke ekonomik ilişkiler nedeniyle sessiz kalmaktadır.
Türkiye, sivil öncelikleri bir tarafa bırakırsak, ne acıdır ki,tarihsel ve kültürel bağlara rağmen diplomatik denge politikası izlemekte, zaman zaman insan hakları vurgusu yapmaktadır.
Çin, yüksek güvenlikli dijital gözetim sistemi (yüz tanıma, biyometrik veri toplama) ile toplumu kontrol etmektedir. Güncelden geleceğe bir tedbir içinde olduğunu gözlemlemek mümkündür. Güncel durum kısaca bu şekildedir.
Uygur direnişi ve diasporası, uluslararası alanda insan hakları ve kültürel kimlik mücadelesi yürütmektedir.
Çin’in bölgesel güvenlik kaygıları ile Uygur Türklerinin kültürel özerklik ve insan hakları talepleri arasında bir dengeye bağlı olacaktır.
Nesim Yalvarıcı
Not: bir sonraki yazım: Doğu Türkistan Sorunu, boyutları ve çözüm önerileri olacaktır.
YORUMLAR