Balkanlar, Avrupa ile Asya arasındaki geçiş hattında yer alan; tarih boyunca imparatorlukların, dinlerin ve kültürlerin kesiştiği strate...
Balkanlar,
Avrupa ile Asya arasındaki geçiş hattında yer alan; tarih boyunca
imparatorlukların, dinlerin ve kültürlerin kesiştiği stratejik bir bölgedir.
Türk varlığı bu coğrafyada yalnızca tarihî bir miras değil, aynı zamanda
günümüz jeopolitiğinde Türkiye’nin Avrupa, Orta Doğu ve Karadeniz
politikalarının temel dayanaklarından biridir.
Tarihsel
araka planına baktığımızda; Osmanlı İmparatorluğu’nun yaklaşık beş asır süren
hâkimiyeti sonucunda, Balkanlar’da derin bir kültürel, dini ve demografik
Türk etkisi oluşmuştur.
Bu miras
bugün: Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Bosna-Hersek ve
Arnavutluk’ta yaşayan Türk azınlıklar, Tarihi eserler, vakıflar ve Türk-
İslam kültürü, dil ve gelenek birliği şeklinde kendini göstermektedir.
Stratejik
boyutlu baktığımızda; Jeopolitik konumunun önemi anlaşılmaktadır. Balkanlar, Avrupa-Avrasya
enerji koridoru, NATO’nun doğu kanadı ve Karadeniz güvenliği
açısından kilit önemdedir. Türk varlığı, Türkiye’ye bu bölgedeki politik,
kültürel ve güvenlik etki alanını sürdürme olanağı sağlar.
Güvenlik ve
NATO boyutu ile baktığımızda; Türkiye, Balkan ülkelerinin büyük bölümüyle NATO
müttefikidir (ör. Bulgaristan, Romanya, Arnavutluk, Kuzey Makedonya).
Bölgedeki
Türk nüfus, Türkiye’nin NATO içindeki diplomatik ağına kültürel bir
derinlik kazandırır.
Bu
topluluklar, istikrar ve terörle mücadele konularında Türkiye’nin
bölgesel güvenlik politikalarının doğal destek unsurlarıdır.
Enerji ve
Ulaşım açısından baktığımızda; Balkanlar, Türk Akım, TANAP-TAP
gibi enerji hatlarının Avrupa’ya giriş kapısıdır. Türk azınlıkların bulunduğu
bölgeler, bu enerji ve ticaret koridorlarının güvenliği açısından
stratejik bölgelerle çakışmaktadır.
Kültürel ve
Diplomatik etki yönüyle baktığımızda; Türk azınlıklar, Türkiye’nin “yumuşak
güç” politikalarının öncü taşıyıcılarıdır. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü,
Diyanet Vakfı gibi kurumlar aracılığıyla Türkiye, Balkanlarda kültürel
nüfuzunu barışçıl biçimde sürdürmektedir. Bu etki, AB içinde Türkiye’ye
dost kamuoylarının oluşmasına katkı sağlar.
Ekonomik
etkileşim bakımından ise, Balkan Türkleri, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında ticaret,
yatırım ve turizm köprüleri kurmaktadır.
Türkiye’nin Batı
Trakya, Kosova, Kuzey Makedonya ve Bosna gibi bölgelerdeki yatırımları, hem
ekonomik hem diplomatik nüfuz sağlar.
Sahip olduğu coğrafi konumu ile
jeopolitik etkiler yaratabilmektedir; AB – Türkiye ilişkileri, Balkan
Türklerinin konumuna doğrudan yansımaktadır. Rusya’nın Balkanlardaki nüfuz
arayışı, Türkiye’nin Türk toplulukları üzerinden denge kurma stratejisini
önemli hale getirmiştir.
Kosova –
Sırbistan gerginliği, Bosna-Hersek’teki
etnik bölünme gibi konular, Türkiye’nin Türk ve Müslüman nüfusla tarihsel
bağları nedeniyle doğrudan ilgi alanındadır.
Balkanlardaki Tür varlığının daha da
güçlenmesi, gelişmesi, Stratejik öncelikler ve bir takım önermelere ihtiyaç
olacaktır.
Kültürel diplomasi ile Türk
kimliğinin korunması, eğitim kültür ve medya desteği sağlanması sayesinde imlik
bilincinin güçlenmesi,
Ekonomi ile Bölgeyle ticaret ve
yatırım bağlarını artırmak, Ortak sanayi bölgeleri, Türk bankaları Ekonomik ortaklık
yoluyla karşılıklı bağımlılık oluşturulması,
Güvenlik yolu ile de, NATO içinde koordinasyon,
Ortak tatbikatlar, savunma anlaşmaları ile Türkiye’nin güvenlik alanında
görünürlüğü sağlanmalıdır.
Enerji ile Enerji geçiş yollarının
kontrolü, Türk Akım – TANAP bütünleşmesi (entegrasyonu), Enerji güvenliği ve
transit gelirleri,
Diplomasi vasıtası ile AB ve
bölgesel istikrar politikalarına katkı sağlamasını esas alan ile çok taraflı
forumlar, arabuluculuk, bölgesel barışta aktif rol oynayabilmek…
Balkanlardaki
Türk varlığı, tarihsel mirasın ötesinde, günümüz Türkiye’sinin jeopolitik
çıkarlarıyla örtüşen stratejik bir unsurdur. Bu varlık, Türkiye’ye, Avrupa
içinde doğal nüfuz alanı, Kültürel meşruiyet ve diplomatik zemin,
Enerji, güvenlik ve ekonomi eksenlerinde stratejik derinlik
kazandırmaktadır.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR