Dünyanın gelinen noktasında, ülkeler, sınırlarını,”sınır ötesinden korumak” durumundadırlar. Bunun getirdiği sorumluluk gereği, sınırlar...
Dünyanın gelinen noktasında, ülkeler, sınırlarını,”sınır
ötesinden korumak” durumundadırlar. Bunun getirdiği sorumluluk gereği, sınırlarımızın
korunmasına esas teşkil eden sınır ötesi unsurların tümünü bilmek ve oluşacak
jeopolitik stratejiyi ona göre düzenlemek gerekir. Bu çerçeveden baktığımızda,
Suriye, İran, Yunanistan, Ermenistan, Bulgaristan ve Irak’ın Kuzeyi bizim
yumuşak karnımızdır. Öncelikli ülke ise Suriye’dir. Çünkü büyük çalkantılar
yaşamış, siyasi, askeri, ekonomik ve sosyal yönden yeni bir yapılanmanın
eşiğindedir. Onun gerçek varlığı bizim yüksek güvenlikli politikaya mecbur
bırakmaktadır. Verilen bilgiler bu çerçeveden değerlendirilmelidir.
Suriye’nin demografik yapısı tarihsel süreç,
etnik-dini çeşitlilik, savaşın yol açtığı göçler ve dış müdahalelerle sürekli
değişen, oldukça karmaşık bir yapıdır.
Genel nüfus
şu şekildedir:
2011 öncesi nüfus: Yaklaşık 22 milyondu.
2025 itibarıyla tahminler: Savaş, göç, ölümler ve doğurganlık
farklılıkları nedeniyle 18–19 milyon civarında olduğu düşünülüyor.
Mülteciler: 6 milyondan fazla Suriyeli komşu ülkelere (Türkiye,
Lübnan, Ürdün, Irak) ve Avrupa’ya göç etti.
İç göç: Yaklaşık 6 milyon kişi ülke içinde yer değiştirmiş
durumda.
Araplar (%70–75)Çoğunluğu Sünni Müslümandır. Kentlerde (Şam, Halep,
Humus, Hama) ve kırsalda yoğunluk gösterir.
Kürtler (%10–12)
İran, ırak ve türkiyeden göçenlerle birlikte,Özellikle
kuzeyde (Haseke, Kamışlı, Kobani, Afrin) yoğun.Savaş sonrası özerk yapılar oluşturdular.
Türkmenler (%7–9)Halep kırsalı, Lazkiye, Hama, Humus ve Golan
çevresinde.Türkiye ile etnik bağları güçlü.
Çerkesler ve diğer Kafkas halkları (%1–2)Osmanlı göçleriyle geldiler,
özellikle Golan ve Şam çevresinde yaşarlar.
Asurîler/Süryaniler:Hristiyan Aramî kökenli topluluk.Kuzeydoğuda ve bazı
büyük şehirlerde.
ErmenilerÖzellikle Halep’te ve kısmen Şam’da.
Dini Yapı:
Sünni Müslümanlar (%65–70)En büyük dini gruptur, Arapların
çoğunluğu ile birlikte Kürt ve Türkmen nüfusun da büyük kısmı.
Aleviler/Nusayriler (%10–12)Esad ailesinin ve rejimin dayandığı
ana topluluk. Lazkiye ve Tartus bölgelerinde yoğun.
Hristiyanlar (%5 civarı): Ortodoks, Katolik, Süryani, Ermeni
kiliseleri dahil.Savaş ve göç sebebiyle nüfusları ciddi azaldı.
Dürziler (%3–4):Güneyde Süveyda bölgesinde yoğun.
Yahudiler: Tarihsel varlıkları olsa da günümüzde neredeyse yok.
Savaşın
nüfus üzerinde etkisi:
Göçler: Özellikle Sünni Arap ve Türkmenler en fazla göç
veren kesim oldu.
Yerleşim değişimi: Bazı bölgelerde rejim ve müttefikleri, muhalif
toplulukları göçe zorladı → demografik mühendislik tartışmaları.
Kürt bölgesi: PYD/YPG kontrolündeki bölgelerde nüfus dengeleri
değişti; Arap ve Türkmenlerin göçü, Kürtlerin özerk yönetimde ağırlık
kazanmasına yol açtı.
Şehirlerin yıkımı: Halep, Humus gibi şehirlerde etnik-dini dengeler
ciddi oranda değişti.
Nüfus
yapısının stratejik önemi:
Rejim için: Alevi nüfusun kıyı bölgesinde yoğunlaşması, Esad
yönetiminin güvenlik ve iktidar tabanını sağlamlaştırıyor.
Muhalefet için: Sünni çoğunluğun varlığı, rejime karşı toplumsal
desteği temsil ediyor.
Kürtler için: Demografik yoğunluk sayesinde kuzeyde özerklik imkânı
doğdu.
Dış aktörler için: Türkiye, Kürtlerin ve Türkmenlerin varlığını; İran,
Şii ve Alevi unsurları; Rusya ise Hristiyan nüfusu ve Esad rejimini destekleme
üzerinden strateji kuruyor.
Suriye’nin demografik yapısı, sadece etnik ve dini
çeşitlilik değil; aynı zamanda siyasi güç dengeleri ve uluslararası
stratejiler açısından da belirleyici bir faktör. Savaş, bu yapıyı geri
dönülmez biçimde değiştirmiş, özellikle göçler ve demografik mühendislik
girişimleri ülkenin gelecekteki kimliğini etkilemiştir. Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR