Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da özellikle Theodor Herzl’in öncülüğünde şekillenen, Yahudilerin ulusal bir devlet kurma düşün...
Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da özellikle
Theodor Herzl’in öncülüğünde şekillenen, Yahudilerin ulusal bir devlet kurma
düşüncesine dayalı ideolojik ve siyasi bir harekettir. Zamanla, farklı siyasal
akımlara (dini, sosyalist, liberal, revizyonist vb.) ayrılmış olsa da temel
ilkeler ve stratejik hedefler büyük ölçüde aynıdır.
Siyonizm’in felsefesi; Dünya hâkimiyeti
için bütün vasıtaları mubah gören Siyonizm, bu emellerine matuf hangi yöntem
tatbik edilecekse etmiş; facialara sebep olmuş birçok hadisenin baş mesulüdür.
Tarihe ve günümüzdeki hadiselere yakından bakıldığında hep “sapkınlığı”
görülür.
Dünya üzerinde devlet kuramamış; ancak,
bütün devletleri emrine amade kılmış bir ideoloji varsa; o da Siyonizm’dir.
Siyonizm; en geniş anlamı ile Arz-mevûd
yani Filistin dışındaki bütün Yahudileri yine orada toplamak ve sonra da
Süleyman Mabedini Siyon Dağı üzerinde inşa etmek idealidir (Kutluay, 2000: 19).
Dolayısıyla Siyonist Devlet, laik bir devlet değil; Yahudi Şeriatı’na göre
yönetilecek bir devlet olacaktır. Bugünkü İsrail Şeriat Devleti gibi…
Siyonistlerin bu ideallerini muharref Tevrat
şu şekilde çizmektedir: “O zaman Rab bütün milletleri önünden kovacak ve sizden
büyük kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın bastığı her
yer sizin olacaktır. Sınırınız çölden Lübnan’dan ırmaktan, Fırat ırmağından garp
denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ınız Rab size
söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine
koyacaktır.”(Tevrat, Tesniye bölümü,12/25)
Bunun için dini hürriyetin
neticelenmesiyle siyasi hürriyetin meydana gelmesi için Politik Siyonizmi
hayata geçirmek icap ediyordu.
Bunu da ilk defa dillendiren ve hayata
geçirmek için ölünceye kadar bu uğurda mücadele eden Siyonizm’in babası olan
Theodor Herzl’dir. Siyonizm’in canlanmasında asıl hamleyi bu kişi
yapmıştır.1860’da doğup, 1904’de ölen, gazetecilik yapan Dr.Theodor Herzl,1896
yılında “Der Jundenstaat”(Yahudi Devleti) ismiyle bir risale yayınlayarak
Siyonist teşkilâtın doğmasına sebep oldu.1897 yılında İsviçre’nin Basel
şehrinde Birinci Siyonist teşkilât toplandı. Ve meşhur protokollerin bu
toplantıda görüşüldüğü tahmin edilmektedir. Siyon Dağı efsanesi ise, Hz.
Davut’un oğlu olan ve Kudüs başşehir yapıldığı krallığın başına geçen Hz.
Süleyman “Siyon” dağında “Süleyman Mabedi”ni inşa ettirmiştir. Yahudi
geleneğine göre “Beyt Hamikdaş”(Kutsal Ev) denilen bu mabedin “Siyonizm”in
dünya hâkimiyetinde mühim bir yere sahiptir (Anadol, 2004: 15). Süleyman
Mabedini Siyon dağında inşa ideali Yahudiler için bir semboldür. Asıl inşa
etmek istedikleri dünyaya hâkim olma mefkûresidir. Bunu da şu anda başarmış
görünmektedir.
Belirledikleri ilkeler:
Yahudi Ulusal Kimliği Yahudilerin sadece dini değil, aynı
zamanda etnik/milli bir kimlik taşıdığı kabul edilir.
Ulusal VatanYahudilerin tarihsel vatanı olarak görülen Filistin
topraklarında (özellikle “Eretz İsrael” anlayışıyla) bir Yahudi devleti
kurulması.
Diasporanın SonlanmasıDünyanın farklı yerlerine dağılmış
Yahudilerin toplanarak bu vatana göç ettirilmesi (Aliyah).
Kendi Kaderini Tayin HakkıYahudilerin bağımsız siyasi irade ve
güvenliğe sahip olması gerektiği anlayışı.
Antisemitizme ÇözümTarih boyunca Yahudilere uygulanan ayrımcılık, sürgün
ve soykırımlara kalıcı çözüm olarak ulusal bir devlet fikri.
Yahudi Kültürünün ve İbranice’nin Canlanması Modern İbranicenin ortak dil olarak
kullanılması, kültürel birlik ve milli bilinç oluşturma.
Bunun için
hazırlanan jeopolitik strateji ise;
Yahudi Devletinin Kuruluşu ve Tanınması1948’de İsrail’in kurulmasıyla
gerçekleşti; halen uluslararası meşruiyetin güçlendirilmesi hedefleniyor.
Demografik Üstünlük, Yahudi nüfusun sürekli artırılması için dünya
Yahudilerinin göçe teşviki; Arap/Müslüman nüfusun etkisinin sınırlanması.
Toprak ve Güvenlik İsrail’in güvenli sınırlarının sağlanması, Stratejik
bölgelerin (örneğin Batı Şeria, Kudüs, Golan) kontrol altında tutulması.
Küresel Destek ve Diaspora Bağları, Yahudi kopuntusuyla (diasporasıyla)
güçlü ilişkiler; özellikle ABD ve Batı’dan askeri, siyasi ve ekonomik destek
sağlanması.
Ortadoğu’da Askerî Üstünlük, Bölgedeki tüm devletlerden
teknolojik, istihbarat ve askeri açıdan üstün olma hedefi.
Kudüs’ün Konumu; Kudüs’ün “ebedi ve bölünmez başkent” olarak görülmesi.
Ekonomik ve Teknolojik Güç, Bölgesel bir merkez ve küresel
inovasyon odağı olma stratejisi.
Filistin Sorununun Kontrolü, Filistinlilerin bağımsız devletleşme
girişimlerinin engellenmesi, Alternatif çözümler (özerklik, sınırlı haklar vb.)
geliştirilmesi.
Siyonistler; hedeflerini gerçekleştirmek üzere, adım
adım, kilometre taşlarını döşemektedirler.
Desteklendikleri küresel merkezlerden aldıkları güçle,
saldıkları korku, hedef coğrafyalarda anlaşılsa da, ekseriyeti Müslüman
halkların ve milletlerin yaşadığı yerlerde, bütünlük içinde karşı bir
mücadeleden bahsetmek mümkün değildir.
Her hamleyi, kınama ile “geçiştirmek,” Siyonistleri
daha da cesaretlendirmektedir. Hem hudut olduğu ülkelerin iç işlerine müdahale
edebilmek üzere, etnik ve dini bölünmelerin sağlanması için operasyon el
faaliyetlerde bulunması, Yüksek bir öz güvenle hareket etmesi, küresel güçlerin
de doğrudan Siyonizm’in hizmetinde olduğunu göstermektedir.
Belirlenen hedef ve stratejileri gerçekleştirmelerine
karşı, hemhudut olduğu milletlerin “yekvücut” olmaları için caydırıcı güvenlik
politikaları geliştirmeleri, İsrail lojistiğini engelleyen
Çalışmalar yapmak, ihtiyaç duyduğu bütün mal ve
hizmetleri engellemek, “misli ile mukabele”
siyasetlerine gitmek gerekmektedir.
Nasıl olabilir sorusu, öncelikle İsrail ve Yahudi kontrolündeki
siyasetçileri tespit ederek, millet iradesindeki “ipoteği” kaldırmakla başlamak
gerekir. Çare ve alternatifler son derece anlaşılır ve son derece bilinir
durumdadır. Hâlihazırda, İsrail ile sınırı bulunan ülkelerin yönetim
kademelerindekilerin çoğu, İsrail ile ilintili ve onun politikalarının kuvvet
bulacağı siyasetleri takip etmektedirler. Durumun anlaşılması bakımından; Yaser
Arafat’ın, Mısırlı bir Yahudi’nin çocuğu olması, Filistin davasının seyri
bakımından anlaşılması için yeterlidir.
Kaldı ki, emperyalist güçleri kontrol eden İsrail ve
Siyonist yapı, İsrail ile problemli olan devletlerde, İsrail in hedeflediği
jeopolitik stratejiyi hayata geçirmek üzere adeta memur edilmiş bir
görüntüdedirler. Bu problem aşılmadan Siyonistlerle baş etmenin mümkün
olmadığını kabul etmek gerekir. Her ne ad altında olursa olsun, Siyonist yapı ile
irtibatlı kişilerin devletlerden temizlenmesi, başarılı olmanın ilk ve temel
şartıdır.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR