Muş’taki Ermeni yapılanmasının tarihçesi, bölgenin kadim geçmişiyle iç içe geçmiş çok katmanlı bir hikâyedir. Tarihsel sürecin ana hatla...
Muş’taki Ermeni yapılanmasının tarihçesi, bölgenin
kadim geçmişiyle iç içe geçmiş çok katmanlı bir hikâyedir. Tarihsel sürecin ana
hatlarına baktığımızda, karşılaştığımız bilgiler şu doğrultudadır.
Antik dönem Ermeni yerleşmesi: Muş, tarih boyunca
Urartular, Medler, Persler, Bizans ve Araplar gibi birçok medeniyetin
egemenliğinde kalmıştır2.
Ermeni varlığı özellikle Taron bölgesi olarak bilinen
Muş çevresinde yoğunlaşmıştır. Bu bölge, erken dönem Hristiyanlık için önemli
bir merkezdi ve Ermeni Bagratuni Krallığı döneminde gelişmiştir.
Ermenilerin tarihi ve kültürel mirası:19 ve 20. yüzyıl
başlarında Muş, Bitlis Vilayeti ’ne bağlı bir sancak olarak beş kazaya
ayrılmıştı. Bu dönemde Muş, Ermeni nüfusunun yoğun olduğu bir yerdi.
Kale Mahallesi gibi bölgelerde Ermeni mimarisine ait
yapılar bulunuyordu. Bu yapılar arasında evler, kiliseler, okullar ve
manastırlar yer alıyordu. Ancak 2012’deki kentsel dönüşümle bu izlerin büyük
kısmı yok edildi. Birçok tarihi kilseler ve manastırların varlığı yıkık-göçükte
olsa, mevcuttur. Arak kilisesi, Çengilli kilisesi, Çiriş kilisesi…
1915’teki Ermeni tehcirine kadar, Muş’taki Ermeni
nüfus büyük ölçüde varlığını korudu. Rusların tahrikleri ve Ermenilerin “Büyük Ermenistan’ı
kurma” ideali, Osmanlı devletine karşı iç isyanları sonunda, Tarihçi Richard G.
Hovannisian’a göre Muş Ermenileri, Sason ve Bitlis’tekilerle birlikte “kapana
kıstırılmıştı” ve kaçış yolları aramakta idiler. Richard G. Hovannisian, yanlı bir yargı içinde olmuştur. Oysa
Ermeniler, devletlerarası hukukun belirlediği anlaşmalarla tehcir edildiler.
Tehcir sonrası, Ermeniler muhtelif ülkelere göçmek
durumunda kaldı. Mimari yapılar yıkıldı ya da farklı amaçlarla kullanıldı.
Kiliselerin taşları başka yapılarda kullanıldı, araziler özelleştirildi. Birçoğu da; Mıgırdıç Markosyanın “ Söyle
Markos Nerelisen?” kitabında da belirttiği üzere, 1915 tehcir öncesi
kimliklerini ve ikametlerini değiştirerek, varlıklarını korudular. Sorbon
Üniversitesinde, Ermenilerin varlığı üzerinde araştırmalar yapan tarihçi M.
Kassabian, “hâlihazırda doğu ve güneydoğuda mevcut nüfusun yüzde yirmi yediye
yakınının Ermeni olduğundan bahsetmektedir. Muşta ise bu sayı daha da yüksek
olduğunu beyan etmektedir.” Yine Thomas Mıgırdıçyan’ın: “Kürtleşen Ermeniler”
kitabında da bu beyanı doğrulamaktadır.
Günümüzdeki mevcut durum: Bugün Muş’ta Ermenice
isimleri hâlâ halk arasında kullanılan köyler ve yerleşimler bulunuyor: Ajmanuk,
Kasor,Horong,Mongok, Kavar, Artet, Arçıvank, Kıjlakom, Muğakom,Tıvnig,
Vartenis, Til, Hunan, Çaksor, Derik,Anzar Palas
gibi yerler, bölgenin Ermeni geçmişine dair izler taşıyor. Aynı zamanda,
Bölücü Kürt siyasi hareketi içinde, Kürtçülüğe paralel olarak, Ermeni hakları
ve Ermeni meselesinin sıklıkla gündeme gelmesi, varlıklarının siyasi olarak işaretleridir.
Yine bölücü siyasete taraftar olmayan Kürtler, sistemli bir psikolojik baskı
altında kalarak, batıya göç etmeleri, Ermenilerin bölge üzerindeki
stratejilerinin hayata geçirmek üzere olduğu da bilinmektedir.
Ermenistan da, Muş ta yerleşim yerlerine konulan
adların, aynı adlarla Erivan’ı çevreleyen köy ve ilçelere konulması,
Ermenilerin ilgilerini Muş bölgesinden kesmedikleri anlaşılmaktadır.
Bu tarih, sadece bir etnik grubun hikâyesi değil; aynı
zamanda Anadolu’nun kültürel çeşitliliğinin ve tarihsel dönüşümünün bir
parçası.
Sonuç olarak bu gün, Kürt olarak devlete başkaldırmış birçok
etkili isim, etnik olarak Ermeni mensubiyetini gizleyerek, Müslüman olan Kürt
ve Türklerden intikam peşindedirler. Küresel emperyalistler, yeraltı ve yerüstü
kaynakları bakir olan bu güzel memleketi, Büyük İsrail içinde gösterirken,
Ermenileri öncü birlik gibi kullanmaktadırlar. Ermeni ve Yahudiler ise, Kürt
olgusunu gerekçe göstererek mevzi kazanmak istemektedirler.
Hazin olan durum ise, özellikle Muşun, Ermeniler
tarafından hedef alındığı bilinmesine rağmen, 1950 yılından sonra uygulanan
politikalarda, bu yapının mevzi kazanması ve devletin müesses nizamından kuvvet
alarak yapılıyor olmasıdır. Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR