Stratejik bir uyarı niteliği taşıyan “Davut Koridoru” büyük İsrail idealinde sembol bir ifade olarak, hâkim olmak istediği her noktada h...
Stratejik bir uyarı niteliği taşıyan “Davut Koridoru”
büyük İsrail idealinde sembol bir ifade olarak, hâkim olmak istediği her
noktada hissettirilen, korunması ve yaşatılması gereken çok boyutlu bir özellik
kazanmış durumdadır. Medya ve basın, sıklıkla bahsetmesindeki temel anlayış, bu
kavramı zihinlere oturtup, meşru bir istek şeklinde algılanmasına destek
olmaktır.
İsrail’in Batı Şeria ve Kudüs çevresindeki Yahudi
yerleşimlerini birbirine bağlamak için planladığı stratejik bir koridordur.
Adını, Yahudi tarihinde sembolik öneme sahip Kral Davut’tan alır.
Bu koridor sayesinde İsrail, Doğu Kudüs’teki demografik
ve coğrafi hâkimiyetini artırmayı, Filistin yerleşim alanlarını ise parçalamayı
hedefler.
Davut Koridoru, İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı
Şeria’daki yerleşimlerini bağlama stratejisinin sembolik adı olup,
Filistin’in coğrafi bütünlüğünü parçalayarak iki devletli çözüm ihtimalini
zayıflatan bir projedir. u Kudüs – Batı Şeria hattında planlanır.
İsrail’in Kudüs’teki yerleşim bloklarını Doğu
Kudüs’teki yeni yerleşim projeleri ile birleştirmesi öngörülür.
Böylece:
Kudüs’ün etrafında tam bir Yahudi yerleşim kuşağı
oluşturulur.
Filistinlilerin Kudüs ile Batı Şeria arasında bağlantısı
koparılır.
Gelecekte kurulabilecek bir bağımsız Filistin devletinin
başkent olarak Doğu Kudüs’ü seçme ihtimali zayıflatılır.
Bu sebeple de, “Davut Koridoru “kapsamını
genişleterek, hedeflediği bütün coğrafyanın ihata edilmesi için kullanmaktadır.
“Davut Koridoru” ifadesi, günümüzde özellikle
İsrail-Filistin bağlamında gündeme gelen bir terimdir. Ancak farklı kaynaklarda
ve dönemlerde değişik anlamlarla kullanıldığı için birkaç boyutuyla
açıklayayım:
Tarihsel açıdan ele alındığında, Hz. Davut’a (King
David): Yahudi
tarihinde Kral Davut’un Kudüs’ü ele geçirip başkent yapmasından dolayı, onun
adıyla ilişkilendirilen birçok kutsal mekân, yol ve yapı vardır.
Kudüs’teki Davud Yolu veya Davud Şehri
(Ir David) bölgesinden geçen bazı arkeolojik ve dini yollar “Davut Koridoru”
şeklinde adlandırılabiliyor.
Güncel değerlendirmelerde ise; İsrail’in Batı
Şeria’daki yerleşim projeleri kapsamında oluşturmak istediği yerleşim
koridorlarına bazı çevrelerce “Davut Koridoru” deniyor.
Filistin Açısından:
Batı Şeria’nın kuzey ve güney bölgeleri arasındaki
kara bağlantısı zayıflar.
Doğu Kudüs, Filistinliler için coğrafi olarak ulaşılması
zor bir ada hâline gelir.
Devletleşme ihtimalini zorlaştırır.
İsrail Açısından:
Kudüs’ü “ebedi ve bölünmez başkent” ilan etme
politikasını güçlendirir.
Yerleşimlerin güvenliğini sağlar.
Uluslararası hukukta tartışmalı olsa da, fiilen toprak
bütünlüğünü genişletir.
BM ve AB: Bu tür projeleri, “iki devletli çözümü baltalayan ve
uluslararası hukuka aykırı” adımlar olarak görüyor.
ABD: Dönemsel olarak farklı tavırlar alıyor. Bazı
yönetimler desteklerken, bazıları “barış sürecine zarar” gerekçesiyle karşı
çıkıyor.
Filistin Yönetimi: Davut Koridoru’nu, Kudüs’ü tamamen İsrail’in
kontrolüne geçirme planının parçası olarak değerlendiriyor.
Özellikle Kudüs’ün doğusunda, Yahudi yerleşimlerini
birbirine bağlamayı hedefleyen, böylece Filistinlilerin coğrafi bütünlüğünü
kesintiye uğratacak bazı projeler bu adla anılıyor.
Bu bağlamda “Davut Koridoru”, İsrail’in Doğu
Kudüs’teki demografik ve stratejik hâkimiyetini pekiştirme girişimleri ile
bağlantılıdır.
Mimari açıdan değerlendirdiğimizde, Kudüs’te Davud
Kulesi (Tower of David) ve çevresinde “Davut Koridoru” adı verilen yürüyüş
yolları veya turistik güzergâhlar bulunur.
Buralar, arkeolojik kazılarla ortaya çıkan tüneller ve
tarihi geçitlerle de bağlantılıdır.
Kudüs’teki dini-tarihi alanlara verilen bir isim
olabildiği gibi,
İsrail’in Kudüs ve Batı Şeria’da uyguladığı yerleşim
ve koridor projeleri için de günümüzde kullanılan siyasi bir tabirdir.
Bu meyanda, büyük İsrail idealinde bahsedilen; Fırat’tan
Nil’e kadar olan bölgenin sağlıklı bir yapı ile ihata edilmesi içinde
kullanılabilmektedir. Özellikle İsrail’in güvenliği için hayati bir öneme haiz
olduğu kabul edilmektedir. Özellikle, bölücü Kürt hareketinin öncülük ettiği ve
Akdeniz’den Zagros dağlarına kadar olan bölge içinde kullanıldığını artık
bilebiliyoruz.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR