Adını ifade etmekten imtina ettiğimiz için “terör partisi” dediğimiz yapı, gerek yerel seçimleri, gerekse de genel seçimi propaganda ve ...
Adını ifade etmekten
imtina ettiğimiz için “terör partisi” dediğimiz yapı, gerek yerel seçimleri,
gerekse de genel seçimi propaganda ve mevzi kazanmak üzere kullanmaktadır. Bunu
sağır sultan işitti ve biliyor, ama bizim aklı evvel siyasiler görmemekte,
bilmemektedirler.
Öncelikle demokratik ve
milli bir devlette, bu tür yapılanmaların kökü kazınır. Dünyada emsal
uygulamaları vardır. Eğer devlet yürütme erkini bu konuda devreye sokmuyor ise
ya devleti hainler yönetmekte, ya da kaleleri teslim alınmış bir durum
mevcuttur. Millet hayatı için her iki durumda çok vahimdir.
Neden, niçin yapılamıyor
konusu, izaha muhtaçtır. Kim izah edecek? Elbette devletin işleyişinde yetki
alanlar. Ya devlet bu yetkiyi
kullananlar tarafından yıkımı bilerek bilmeyerek bizzat sağlıyor ise o zaman ne
olacak sorusu sorulmaktadır. Bir tek yolu vardır. O da, hukukta yeri ve
meşruiyeti olan “ihkakıhak” devreye
girer. Bu doğru mu? Bu soru da, cevaba ihtiyaç bir sorudur. Zira bazı doğruların
uygulanmasında, zarara sebebiyet verecek bir seyri sağlıyor ise, maslahat
tercih edilir. Maslahat ise, bütün şartların hakikat çerçevesinde, bütün
milletle meşveretle olur.
Gelelim terör partisi
mensuplarına; ipleri başkalarının elinde, nereye güdüleceklerse oraya giden bir
serseri gurup… Önce beraber yaşadıkları komşularını çoluk çocuk demeden
katlederek, korku iklimi oluşturup, varlıklarının meşruiyetini istediler. Hem
de, devletin gözünün içine baka baka…
O korku iklimi hala devam
ediyor bölgede… KCK komiserleri, vilayetlerde devletin hizmetlerinin kime ve
kimlere ne kadar ve ne zamanda gideceğini belirliyorlar. Gerek mahalli
idarelerde, gerekse genel idarede, bu hizmetlerin öncülüğünü belirleyenlere
dikkat edildiğinde, korkunç bir manzara ile karşılaşmaktasınız. İktidar partisi
bünyesine sinmiş terör unsurları devletin meşruiyetini kullanarak teröre destek
olmaktadırlar. İstihbarat birimlerimiz bu durumu zaten bilmektedirler. Ancak
iktidar partisinin himayesindekine kim dokunabilir? Bu ayrı bir sorundur.
Gelelim İstanbul
seçimlerine; terör partisi Büyük Şehir Belediye başkanlığına aday çıkarırsa kim
kazanır sorusu her kesi meşgul eden herkesin merakını celbeden bir sorudur. AKP
mi zararlı çıkar yoksa CHP mi? Bilmeliyiz ki, terör partisi de en az bu
partiler kadar strateji biliyor, en az onlar kadar sosyal ve siyasi okumalar
yapabiliyor.
CHP’yi desteklese,
iktidar baskısı ve kontrolü ile CHP’den bir fayda sağlayamayacaktır. AKP’yi
açıktan destekliyor olsa, kamuoyu baskısı ile karşı karşıya kalan AKP gerekli
taleplerini karşılamayacaktır. Kendileri aday çıkarmaları ise, hüsranla muhatap
olma riskini yaşamak istemiyorlar. Durum böyle olunca, gündemde kalabilmek için
kamuoyunu meşgul eden beyanatlarla propaganda yapmalarını bir yöntem olarak
kullanıyorlar.
Şayet aday çıkarırlarsa,
AKP mi büyük kayba uğrar yoksa CHP mi? Hali hazırda hükümet olan AKP yi
destekleyen İstanbul’daki Terör partisi, aynı desteği, büyük şehir belediyesini
elinde bulunduran CHP’ye de sağlamaktadır. Genel idarede AKP içinde, yerel
idarede, CHP içinde olmak daha konforlu bir durum değil midir? Durum bu şekilde
iken, CHP zarar hanesine yazılacak Terör partili bir adaya pek sıcak bakmaz.
Bu yerel seçimde, faydacı
(pragmatik) siyaset uygulayacak olan terör partisi aday çıkarmasının AKP’ye de
ciddi zarar verebileceği de bir hakikattir. Zira AKP, bu günkü ekonomik tablo
ile İstanbul’u da Ankara’yı da kazanması çok zor görünüyor. Ayrıca, Yeniden
Refah partisi AKP’nin açmazıdır…
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR