Egemenlik ya da hâkimiyet, bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir. Bu güç siyasi erkin...
Demografi: Nüfusun büyüklüğünü, yapısını, coğrafi dağılımını ve bunların
zaman içerisindeki değişimini doğurganlık, ölümlülük, evlenme, boşanma ve
sosyal hareketlilik süreçleri yardımıyla istatistiksel yöntemlerle inceleyen
bilim dalıdır.
Jeopolitik strateji
yapılırken, her şey, insan unsurunun yoğunluğunu esas alan bir çerçeve ile
yapılmaktadır. Egemenlik ile demografi, doğru orantılı bir olgudur.
Birbirlerinin tamamlayıcılarıdır.
Bu meseleyi niçin ele
aldım;
Biliyoruz ki, Esed’in hükmettiği Suriye, Sünni
Müslümanları, İran ve Rusların korumasında yerlerinden yurtlarından etti.
Yaklaşık on milyonluk nüfus muhtelif memleketlerde sığınmacı olarak gittiler.
Bu sayının kahir ekseriyeti ise ülkemize geldi. Batı dünyası, bu konuda insani
sınavdan başarısız bir şekilde, sadece seyrederek geçiştirdi. Uluslararası
siyasi kuruluşlar ise cüz’i miktarlarda para vererek sorumluluklarını yerine
getirdiklerini sandılar. Yaşanan trajediler ve insanlık için yüz karası
sayılacak olayların yaşanması sebebiyle denizde kaçak muamelesi gören
sığınmacılar iki ateş arasında kalarak, cesetlerin sahillere vuracak kadar
utanç verici olaylar yaşanmasına sebep olundu.
Ne var ki, zaman Eset’in
aleyhine işledi ve ona cesaret verenler, onun ülkesinden sonsuza kadar
uzaklaşabileceği akıbeti sadece seyrettiler. Yaklaşık yüz yirmi dokuz milyar
dolar serveti Muhtelif ülkelere kaçıran Eset, Rusya’da bir malikânede, öleceği
günü beklemeye mahkûm oldu.
Ülkesinde ayaklanan zinde
güçler, devlete egemen oldular. Ülke içinde küresel güçlerin desteklediği
unsurların egemenlik paylaşım mücadelesini sürdürdüklerini görmekteyiz.
Tamda bu noktada, PKK türevi Siyasal/bölücü Kürt
hareketi demografik mühendislik yaparak özellikle Fırat’ın doğusunda kalan
bölgede egemenliğini ve ekonomik değer taşıyan enerji kaynaklarına sahip olmuş
durumdadır. Oysa başta Deyrezor olmak üzere Suriye’nin kuzey doğu bölgesinden
sürülmüş olan ve halen muhtelif ülkelerde bulunan Suriyeli sığınmacıların bu
bölgeler yerleştirilerek, güvenlikleri sağlanmalı ve Suriye devletinin
Egemenliğine sürdürülebilir bir imkâna kavuşturulmalıdır. Yoksa ayaklanma ile
elde edilen askeri başarı, bir siyasi başarıya dönüşmediği süre içinde, Suriye
devletinin istikrara kavuşması mümkün olmayacaktır.
Bu noktadan bakıldığında,
askeri ve lojistik desteğini esirgemeyen Türkiye, Başta ülkemizin muhtelif
şehirlerinde yaşayan Suriyelileri örgütlemek suretiyle, Suriye’de demografik
üstünlüğü sağlayarak, egemenliğini pekiştirmelidir. Yoksa küresel
emperyalistler, İsrail’in adım adım istilasına karşı koyamayacakları görünen
bir hakikattir. Çünkü bölgedeki Kürt unsurlar, İsrail ile müttefik olduklarını
her iki tarafta açıktan ifade etmektedir. Bu ise, cephe gerisi güvensiz olan
Suriye’nin er-geç mağlubiyetini sağlamaktadır.
İbrani oğullarının, “arzı
mevut” idealinin sekteye uğrayacağı en önemli bariyer, Suriye’de, Suriye
devletinin demografik üstünlükle elde edeceği egemenlik olacaktır.
Burada Türk devletinin
diplomaside uygulayacağı demografik mühendislik, bölge barışını ve Türkiye’de
yaşanmakta olan “sığınmacı krizini” de ortadan kaldırmış olmakla, ekonomik bir
rahatlık yaşanması sağlanmış olacaktır. bu meyanda, sığınmacıların varlığının
yarattığı hoşnutsuzluk ta, sona ermiş olacaktır.
Milli duyarlılık
konusunda kötü sınavlar vermiş AKP kadroları, bu duruma, bu açıdan bakar mı?
Onu bilmiyorum.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR