SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ PKK VE TÜREVLERİ NEDEN BİTİRİLMİYOR?

  Bu sorunun cevabı, milleti ve devleti ile ilgili endişeleri olan birinin meseleyi bütün saikleriyle hissederek görebilmesine bağlıdır. A...

 


Bu sorunun cevabı, milleti ve devleti ile ilgili endişeleri olan birinin meseleyi bütün saikleriyle hissederek görebilmesine bağlıdır. Aynı zamanda, sahip olduğumuz düşünce sistemi ve değerler bütünü ile ilgilidir. Eğer milli seciye ile yetişmemiş iseniz, terör ve terörist yapılanmalarla ilgili sağlıklı cevap vermenize imkân yoktur. Yani milleti meydana getiren sosyolojik faktörlere duyarlılıkla bağlı değilseniz, terör olaylarını bir hak arama eylemi, bir sosyal kargaşanın ortadan kaldırılması, adalet erkinin uygulamalarındaki yanlışlıkları ortadan kaldırma gibi düşünürsünüz. Ya da, paylaşımda adalet, devlet yönetiminde keyfiyet,  insan kayırma, tarafgirlik, sınıf ve zümre farklılığı gibi bütünlüğü bozan davranışlara karşı yürütülen bir eylem olarak algılanır. Dahası, tahakküme dayalı bir yönetimi etkisizleştirmek üzere, meşruiyet zemini için milletin hukukunu, ırz ve namusunu korumaya dönük eylemler olarak tasavvur edilebilir.

Elbette yukarıda saydığımız şartlar karşısında gösterilen infialler,  meşruiyeti talep etmek esasına göre ise milli ve manevi kültürümüzde, “haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.” Hükmüne göre terörist sayılmaz, belki de “kahraman” olarak görülür.

Lakin kesintisiz kırk yıldır sürdürülen terör, tehdit, tedhiş, öldürme, kaçırma, silah ticareti, uyuşturucu yukarıdaki tespitlerde belirtilen hususlardan kaynaklanmadığını görebilmek için, aşırı zeki olmak gerekmiyor. Aklı olması yeterlidir. Zira devlet ve millet bütünlüğünü bozmak, etnik temelli bir yapılanmada, çağımızın çok gerisinde kalan aşiret anlayışı, dini bütünlüğü tehdit eden tarikat ve cemaatçilik, feodalitenin ikame edilmesini sağlamaktadır. Oysa insanı merkeze alan ve temel insan hakları üzerinden bir hayatın tasavvur edilmesinin alt yapısı olan demokratik toplum talepleri, zor ve zorbalıkla ortadan kaldırılmak istenmektedir.

Üstelik bu ameliye, küresel terör baronlarının silah satmak ve uyuşturucu ticareti yapmak üzere, yaratmak istedikleri mümbit bir ortam olmak özelliğindedir. Yani dünyayı şirket mantığı ile yönetmek isteyen emperyalist anlayışın, öncülük ettiği, “bölgesel etki alanı yaratma” siyasetinin bir parçasıdır.

Ayrıca, ürettiği mal ve hizmetlerin, tüketicisini yaratabilmek üzere, hedef alınan jeopolitik alanlardaki demografiyi tasarımlamak üzere de sürdürülmektedir. Ekonomik, kültürel, sosyal kabuller geliştirerek, sunacağı mal ve hizmetlerin ihtiyaç olduğunu da kabul ettirmeye dönüktür.

Öncelikle bölgemizdeki terör; ekonomik, sosyal ve kültürel uygulamalardaki adaletsizlik temelinde yapılan talepler değildir. Etnik temelli talepler neticesinde yürütülmektedir. Eğer etnik temelli karakterde olmasa idi; mücadele, ihtiyaçların karşılanması temelinde iddia edilir ve yürütülürdü. Görülen durum ise bundan farklı, silahlı eylemlerle, önce bölge halkını sonrada müesses nizamı sağlayan devlet gücünü ve kurumlarını hedef almıştır. Bu sayede yaratılan “korku ikliminde” varlığını sürdürmektedir.

Bu terör yapısını ortadan kaldırmak, demokratik ve insan hakları temelinde bir anlayışın ikame edilmesi için terörün yok edilmesi elzemdir. Bu da, terörün “kendi yöntemi” olan askeri tedbirlerin yürürlüğe sokulmasını sağlamak ile mümkündür. Zira terör unsurlarının yok edildiği  ülkelerde, bütün terör eylemleri ve terör örgütleri için, bu yöntem uygulanmıştır.

Ülkemize ve milletimize karşı, 19. Asrın başlarından itibaren sürdürülen terör ve terör örgütleri, Ermenilerin devreye sokularak, etnik hüviyetin itici gücünden istifade etmişlerdir. Tebaayı sadıka olarak kabul gören Ermeniler, askerlikten muaf, zanaat erbabı, kalemiye sınıfı ve siyasette ülkeyi temsil ederlerken, zayıflayan Osmanlıdan, toprak koparma sevdasına düştüler. Hatta kurulacak Ermeni devleti için para dahi basıldı.

Nihayetinde, 1915 te kısmi tehcir uygulaması ile bu hayallerinden uzaklaştılar. Ancak içlerinden bu gayelerini, hiçbir zaman çıkarmadılar. Müttefikleri onları muhtelif hilelerle, yine bu devletin başına terör unsuru olarak, “asala” adıyla bir daha ileri sürdüler. Netice alamayınca, Türk devletinin asli unsuru olan Kürt kardeşlerimizin içine girerek, yeniden neşvu neva buldular. Bu sefer çok karmaşık ve anlaşılmalarını zorlaştıran bir yöntemle denemektedirler.

Tehcir öncesi, demografik yer değiştirmelerle, yaşadıkları yerlerden, farklı illere göç eden Ermeniler, Kürt kimliğine bürünerek, kendilerini gizlediler... Muhtelif zamanlarda, devletimizin de onların işlerini kolaylaştıran uygulamalar yaptılar. 1934 te nüfus tahrir yasası ile soyadı kanunu getirilerek, ad ve soyadı alarak tamamen kayboldular. Anlaşılmaları da son derece güç oldu.  Gelinen nokta da, PKK terör örgütünün sevk ve idaresini ellerine geçirdiler.

Dünya yeni bir siyasi iklim yaratmak üzere, terörden arınmış bir dünya öngörmektedir. Bunun için herkes kendi bölgesinde terörü etkisizleştirecek tedbirler konusunda, birbirlerine müsamaha ve tolerans içinde görülmektedirler.

Bu sebeple, terörün motivasyon kaynakları olan, devlet yönetiminde ve demokratik kurumlar içinden sökülmeleri, ekonomik kaynakları ve eğitim olanaklarının sonlandırılması, buna rağmen ısrar ediliyor ise “etkisizleştirilme” uygulamalarına gidilmesi zaruret arz etmektedir.

Motivasyon, yani isteklendirme kaynakları nelerdir. Medya, parlamento, kamu da görev alma, devletin sosyal ve ekonomik kaynaklarının kullanılması, ne adla olursa olsun, sivil toplum örgütlenmeleri, mahalli ve mülki idarelerde görevlendirilmelerine son verilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, terör unsurlarının kazandıkları mevzileri bırakmaları beklenemez. Bir terör örgütü, terör ürettiği sürece varlığını sürdürebilir. O halde terör örgütünün ortadan kaldırılması alternatifinin devreye sokulması zorunluluktur. En ufak bir tolerans “zaaf” kabul edilmektedir. Zaaf ise devlet ve millet hayatında onarılmaz gedikler açar. Hem mali, hem sosyal ve hem de askeri kayıplar verilir.

Parlamento üyeleri başta olmak üzere, terör iltisaklı kişilerin ve kuruluşların, hukuki varlıklarının sonlandırılması, finans kaynaklarının ortadan kaldırılması, dış desteğin kesilmesi, medya ve basın yoluyla “refüze” edilmeleri sağlanmalıdırlar.

Siyasi parti yasası düzenlenmeli ve terörü teşvik ve öven söylemleri suç unsuru sayıp, iddia sahipleri ve tüzel kişilikleri ortadan kaldırılmalıdır.

Mevcut haliyle terörle mücadele edilmediği gibi, müzakere edilerek daha da güçlenmeleri sağlanmaktadır.

Nesim Yalvarıcı

 

 

YORUMLAR

Ad

Makale,131,Şiir,12,
ltr
item
Nesim Yalvarıcı Blog: SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ PKK VE TÜREVLERİ NEDEN BİTİRİLMİYOR?
SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ PKK VE TÜREVLERİ NEDEN BİTİRİLMİYOR?
Nesim Yalvarıcı Blog
https://www.nesimyalvarici.com/2025/08/silahli-teror-orgutu-pkk-ve-turevleri.html
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/2025/08/silahli-teror-orgutu-pkk-ve-turevleri.html
true
4680738629484459283
UTF-8
Tüm Yazılar Görüntülendi Hiç yazı bulunamadı TÜMÜNÜ GÖSTER Devamını oku Cevapla Cevabı iptal et Sil Yazar: Anasayfa SAYFALAR GÖNDERİLER Hepsini gör SİZİN İÇİN TAVSİYE EDİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH TÜM GÖNDERİLER İsteğinizle eşleşen bir yayın bulunamadı Anasayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis Mayıs Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara şimdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago 5 haftadan daha önce Takipçiler Takip et BU PREMIUM İÇERİK KİLİTLENDİ ADIM 1: Bir sosyal ağda paylaşın 2. ADIM: Sosyal ağınızdaki bağlantıyı tıklayın Tüm Kodu Kopyala Tüm Kodu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalandı Kodlar / metinler kopyalanamıyor, lütfen kopyalamak için [CTRL] + [C] (veya Mac ile CMD + C) tuşlarına basın İçerik Tablosu