Türk milliyetçiliği fikri, sosyolojik temellerde gelişme sürecini (inkişafını )17. Asrın sonlarında vücuda getirse de, semeresini ve etk...
Türk milliyetçiliği fikri,
sosyolojik temellerde gelişme sürecini (inkişafını )17. Asrın sonlarında vücuda
getirse de, semeresini ve etkilerini, Türk milletini topyekûn imha etmek üzere
azgınlık içinde olan batının sırtlanlar gibi üstümüze geldiği bir dönemde
sergiledi… Yani Osmanlının altı asır bastırıp sindirmeye çalıştığı Türk ve
Türklük ideali, asırlar ötesinden beslendiği kılcal damarlarından hayat buldu.
Kurtuluş savaşımızın kahraman
evlatlarına baktığımızda, vefakârlık, fedakârlık, celadet, şecaat metanet,
hamaset ve imanın verdiği ruh ile bir avuç diyebileceğimiz bir iman ve ülkü
erleri ile kazanılmıştır.
İçlerinde tek bir hain
göremezsiniz. Teslimiyetçi göremezsiniz, din eğitimine sığınıp (Medreseler
askere gitmemek üzere sığınılan yerler ) ordudan muaf olanı göremezsiniz. Herkes
malını canını evladı-u ayalini seferber edecek kadar güvenilir buldukları bu
insanların adı, Mustafa, Ahmet, Mehmet olsa da, özellikleri milliyetçi olmaları
idi…
Kurtuluş savaşı kazanıldı, altı
yüz sene hovardaca devlet idare edenlerin borçları ödendi(Düyun-i umumi)devlet
nizamı kuruldu devletin millete ait olduğu hakikatini uygulamaya koydu.
Fabrikalar, yollar, üniversiteler inşa edildi… Hâsılı insan ihtiyacını esas
alan ne varsa, onu hayata geçirdiler… Daha sayamadıklarımız vardır elbette… Üstelik
ihanet şebekelerinin ayaklanmalarına, Erzincan da alternatif cumhuriyet, Çerkez
Ethem ayaklanması, şeyh Sait, seyit Rıza ve bunlar gibi bir düzine hain ve
gafillere rağmen başarılmıştır. Bu irade Milliyetçi bir iradenin eseridir.
1936dan sonra, sinmiş hainler,
işbirlikçiler ve Türk milliyetçiliğinin düşmanları, devleti içten içe ele
geçirdiler. İsmet İnönülü CHP bir başka CHP oldu ve Milliyetçi fikre mensup
olanları “tabutluklara” mahkûm etti. Osmanlı politikasının Türklere uyguladığı
yerli engizisyonu yeniden başlattı. Bu husus milletin vicdanında kabul
görmeyince, yeni bir yöntem uyguladılar. CHP kendi içinden lavantan bir
gurupla, Demokrat Partiyi kurdurdu. Milleti ve devleti bu günün emperyalist
gücü olan ABD’ye teslim ettiler. Onlarda tahterevalli siyaseti ile ülke
yönetimi ile oynamaya başladılar.
Bu günde durum bundan farksız
değildir. Hep merak ediyoruz, kim Yahudi’nin adamı kim Rus’un yanında, Kim Çin
ile iş tutar Ya da, ?İngiliz uşaklığını kim üstlenmiş, kim ABD ile ideal
birliği yapmaktadır. Cevap olarak bunları hangi partiye uyarlasanız,
bitarafından elinize birtakım veriler doğrudan veya dolaylı olarak elinize
geçer… Lakin milliyetçi fikre mensup birinin bu duruma rıza göstermeyeceği de
hakikattir.
Eğer bir milliyetçi
emperyalistlerle doğrudan veya dolaylı temasta ise o zaman durup düşünmek
gerekir. Ya Milliyetçi karargâh teslim alınmıştır. Ya da, Küresel emperyalizm,
müstemleke valilerle idare ettiği devletlerde olduğu gibi, iktidarı
oluştururken muhalefeti de kendi başına bırakmamaktadır.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR