Bütün savaşların siyasi neticeleri olagelmiştir. İran- İsrail savaşının da, muhtemel siyasi neticeleri hakkında öngörüler ve iddialar me...
Bütün savaşların siyasi
neticeleri olagelmiştir. İran- İsrail savaşının da, muhtemel siyasi neticeleri
hakkında öngörüler ve iddialar mevcuttur.
Buna göre; İran, fars
şovenizmi ve molla rejimi demokratik bir yönetime dönüşebilir mi?
Ya da, İsrail’in hamlesi
etkisiz kalırsa, paramparça edilmiş “Sünni İslam” devletlerinin bütününde “şii
İslam” hâkimiyetinden bahsedilebilir mi?
Veya rejimin bunalttığı
halkın, hâkim kuvvete tabi olabileceği bir halk hareketi ile konfederatif bir
yapının olabileceği duruma gidebilir m?
Beluciler, Lurlar,
Araplar, Kürtler, içerideki Yahudiler ve Hristiyanlar ve Türkler, etnik bir
hareketlenmeyi başlatabilirler mi?
Savaşı, Yahudilerin
başlatması sebebiyle, bu gün İran’da “vatan duygusu” etrafında, sistemle (Fars
şovenizmi ve mollalar) kenetlenme olgusu baskın bir kabul görmektedir.
Bu savaşın İsrail’e dair
durumu ise, Dünya siyasetinde, -küresel çete dışında- herkes İsrail’e mesafe
koymuştur.
Çin, Pakistan ve sair
devletlerin İran’a vereceği lojistik desteğin savaşın yayılması durumunda,
İsrail’in atom bombası kullanma iradesi ortaya koyması,
Savaşın bölgesel savaştan
dünya savaşına evirilmesi,
Etkin bir müdahale gören
İsrail, 1967 sınırlarına dönmesi,
En önemli husus, batının
emperyalist ruhunu kabartan İngilizlerin başı çektiği ittifak, her şeyi göze
alarak, bölgedeki ekonomik hedeflere ve enerji kaynaklarına egemenlik kurması,
Çin’in olaya müdahalesi
ile savaşın Pasifik’e taşınması,
Rusların, devam etmekte
olan Ukrayna savaşını kuzeydoğu Avrupa’ya yayması, dünyanın benzerini
yaşamadığı bir siber-nükleer bir savaşın başlatılabilmesi gibi neticeler
öngörülmektedir.
İran-İsrail savaşının
gerçek sebebi sadece İran’ın yayılma isteği mi? Vekâlet savaşlarında, Ortadoğu’da
faaliyet gösteren şii milisler mi?
Batı emperyalizmi;
İsrail’i, ileri karakol olarak bölgede siyasi istikrarsızlığı teşvik eden, her
türlü insanlık dışı uygulamayı kendisine hak olarak gören kutsal kitabından
ilham alarak, hedeflediği “Arz-ı mev’ut” ideali için değer tanımadan yayılması,
beraberinde silahlanmak suretiyle, yerleşim bölgelerini kademeli olarak
boşaltması, bütün bu savaşın oluşmasında temel etken olarak görünmektedir.
Bölgede kullandığı etnik aparat olarak, vekâleten Kürtleri silahlandırarak,
Irak, Suriye ve İran’dan sonra Türkiye’nin hedef alınması beklenen bir
durumdur. Bu savaşın daha uzun vadede devam edebileceğini de göstermektedir.
Ne var ki, Çin’deki
ekonomik kalkınma hareketi, batıyı tedirgin ettiği için, mevcut durumu bahane
ederek, ÇİN’den başlayan, Asya ve Türkiye üzerinde İnşa edilen yeni ticaret
yolunun, emparyalist batının ticari üstünlüğüne önemli ölçüde zarar vereceği
ortadadır. İran’dan da geçeceği bu güzergâhın zinhar engellenebilmesi, ancak
savaşta sağlanacak mutlak üstünlük ile oluşması söz konusu olacaktır. Bu vesile
ile hem savaşın maliyetinin karşılanmasında enerji kaynaklarının kullanımını,
hem de ticaret yolunun önlenmesi düşünülmektedir.
Türkiye-Türkistan
bağlantısını sağlayacak, Zengezur koridorunun engellenerek, ufukta görülen
“Büyük Türkistan (TURAN BİRLİĞİ) engellenmesine dönük bir hamleyi de bu sayede
düşünmektedirler. Bu hususta, İran’ında batı dünyasına paralel bir politika
takip ettiği bilinen bir husustur. Zira dünya siyasi dengesi yeni bir gücü
istemediği, ancak bütün Türklerin “politik birliği” olan bu hamle ise
desteklenmesi bilinen bir husustur.
Dini hamiyetimiz, İran’ın
desteklenmesi ciheti ile olsa da, İran’ın, Azerbaycan-Ermenistan (Karabağ)
savaşındaki tutumu, bazı kuşkuların varlığına işaret etmektedir.
İran; içeride, İsrail’in
öncü kuvveti hükmündeki Kürtleri silahlandırması, özellikle güney Azerbaycan
topraklarında yerleşimlerine imkân tanıması endişe kaynağı olarak
gösterilebilir. Ayrıca, İsrail’in nükleer tesislerin olmadığı bu bölgeye Tebriz
başta olmak üzere, Urmiye Erdebil, Salmas gibi şehirlerin hedef alınması,
silahlı Kürt gurupların halkı tedirgin etmeleri üzerinde düşünülmesi gereken
bir husustur. Bu haliyle bu savaşın bir “tiyatro savaş” veya mizansen olması
şeklinde değerlendirilebilir. Bu çerçeveden bakıldığında, İran-İsrail savaşında
birçok siyasi neticeyi ön görmek olasıdır.
Gelişmelerin bütünü bizi
ilgilendirmesine rağmen, bütün savaş unsurlarının gözden geçirilmesi, özellikle
de güney Azerbaycan’daki soydaşlarımızın tedirgin edilerek, göçe zorlanmaları
ve boşalan bölgelere ise Kürtlerin yerleştirilmek suretiyle, Zengezur
koridorunu akamete uğratılmasına engel olmak olmalıdır.
Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR