Hüdapar, İran’ın kendisini ideolojik ve stratejik olarak güvenceye alabilmek üzere, batısında kurmaya çalıştığı karakol bir yapılanmanın...
Hüdapar, İran’ın kendisini
ideolojik ve stratejik olarak güvenceye alabilmek üzere, batısında kurmaya
çalıştığı karakol bir yapılanmanın adı olan “Hizbullah’ın” legal hale
getirilmiş bir yapısıdır.
Mevcut hükümet, bu yapıyı birkaç
amaç doğrultusunda kullanılmakta olduğunu görüyoruz. İlki, MHP’nin kendisinden
uzaklaşabileceği gerekçe için kullanabilmektedir. İkincisi, PKK’nın bölgede
etkisizleştirmek üzere bölge halkının oylarını kontrol etmek istemektedir.
MHP’nin gölgesinde ve güdümünde
siyaset takip ettiği öne çıkan AKP; MHP’den kurtulmak istiyor. Ancak mevcut
Cumhurbaşkanlığı devlet sistemi içinde “mücbir” durumu kendi lehine
dönüştürmeye çalışıyor. Diyarbakır’da, Kayyum marifeti ile Gazi caddesine “şeyh
Sait Bulvarı” olarak isimlendirmesi buna dönük bir gayrettir. MHP’ye karşı,
Doğrudan muhalefeti uygun görmediği için kendi düşüncelerini Hüdapar vasıtası
ile izah etmektedir. Hüdaparın Şeyh Sait ile ilgili yaptığı beyanatın, Devlet
Bahçelinin düşüncelerinin hemen arkasında izah etmesi anlamlıdır.
Hüdapar, devletin ve milletin
sinir uçlarını tahribe yönelik bu çalışmaları, yeni değildir. Bu süreç, ANAP ve
Özal ile birlikte başlar… İran muhiplerinin oylarını konsolide edebilmeye dönük
bir çaba olsa da, ülkemize ve özellikle bölge halkının yeni bir çıkmaza
sürükleyen karanlık bir serüvendir. İran’ın bölgede etkili bir “Kürt siyasetini”
sürdürdüğünü biliyoruz. Özellikle doğu ve güneydoğu bölgesinde etkilerini hissetmek
için çok zeki olmayı gerektirmiyor. Kendi batı sınırlarında, Urmiye Hoy,
Erdebil gibi kentlerde demografik hareketlenmede, Kürt yerleşimcilere imtiyaz
tanımaları, Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı zaferinden sonra hız Kazanmıştır.
Sonuç olarak, Atatürk düşmanlığı,
devlete karşı isyan etmiş kişi ve toplulukların gündeme taşınması, bunlarında,
Hüdapar eliyle yapılıyor olması, AKP’nin seçimlerde milletin hissiyatını ve
duygu istismarını esas alan bir hamle olarak görmeliyiz. Zira bölgede siyasi
etkileri azalmış AKP pragmatizmi esas alan bir yaklaşımı, siyasi argümanlarına
baktığımızda anlayabiliyoruz. Nesim Yalvarıcı
YORUMLAR