Değer kavramı, toplumumuzda “kıymet” olarak ta ifade edilmektedir. Paha bakımından emsallerinden daha iyi ve arzu edilen niteliklerin ...
Değer kavramı,
toplumumuzda “kıymet” olarak ta ifade edilmektedir.
Paha bakımından
emsallerinden daha iyi ve arzu edilen niteliklerin tümünü üzerinde taşıyan her
şey “değerdir.”
Değerler tasnif
edildiğinde, insanın hizmetinde kullanılan eşya, mal ve malzemeler, taşıdıkları
nitelikleri ve yararlılığı yanında insanın mütemmimi (tamamlayıcı) özelliği
olanlara değer biçilir ve hayatında kabul noktasına taşır.
Altın, zümrüt yakut, gibi
soy olan metallerden daha değerli ise, bizzat insandır. İnsan; eşrefi mahlûkat
yani yaratılmışların en şereflisi…
İnsanı değerli kılan en
önemli şey, sahip olduğu ve öğrenerek davranış haline getirdiği, onunla özdeş
anıldığı, dahası karakter haline getirdiği üstün meziyetlerdir.
Günümüz dünyasında, değerini
yitirmiş insanlığın, değerli saydığı hususlar için mücadele ederken, insanı
değersizleştirdiği ve onu elde etmeye çalıştığı maddi değerlere kurban
etmektedir.
Kendisine tahsis edilen
ömür içinde, kendisinin şekil verdiği, kazandığı, elde edebileceği metaların
altında ezilmesi, değersizleşmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda, bu uğurda
başkalarının da, aynı duruma gelmesi için kendi kuyusuna denk bir seviyeye
çekmektedir.
Değersizleşirken, elde
ettikleri maddi değerler, onun insanlar arasından tecrit olmasını, sırça
kulelerde, şatolarda, saraylarda, mahkûmiyet içinde kendi sefaletini seyretmekttimektedir.
Sınırlarınmış bir hayat, esarettir. Özgürlüğünü kaybetmektir. Toplumun ortak
yaşama biçimi onu tatmin etmemektedir. Hep uç hayatları tercih ederek, kendi
mahkûm olduğu mahfillerde, insanların hayatlarına müdahale etmektedirler.
Savaşlar, açlık sefalet,
kin ve düşmanlıklar, hep bu atmosferde yaşayanların dünyasından
türetilmektedir.
Üzümden şıra da olur,
şarapta… Tercih; değerli insanın ve değersiz insanın dimağından çıkan kararla
oluşmaktadır.
Değersizliği kendi
kuytusunda bırakarak, insanı insan yapan ve güzelleştiren değerler nelerdir
ondan bahsedelim.
Sevgi, saygı, sorumluluk,
duyarlılık, hoşgörü, duygudaşlık (empati), özgüven, cesaret, adil olmak, dostluk,
dayanışma, yardımlaşma, nazik olma, temiz olma, dürüst ola, aile bağlarına önem
verme, bağımsız ve özgür düşünme, doğruluk, iyimserlik ve estetik duyguları
geliştirme…
Yaşantımızda bu fiillerin
davranış haline gelmesi bizi değerli kılar. Birde insanların ortaklaşa
sergilemeleri gereken ortak davranışlarımız vardır. Din ve dinin emrettiklerine
beslediğimiz sevgi, Vatan sevgisi, bayrak sevgisi, tarih şuuru sevgisi, millet
bütünlüğü sevgisi, yaşadığımız beldeye ait sorumluluk sevgisi, belki de en
önemlisi şeref ve haysiyetimizin teminatı sadığımız ordu sevgisi…
Son zamanlarda, hedef
haline getirilen değerlerimiz, bizi zayıf ve etkisiz hale getirmiş, sembol
değerlerimiz üzerinde tepişmeler yapılmaktadırlar. Özellikle, millete hizmet
etmeye talip siyaset erbabı değerlerimizi hedef alarak onları değersizleştirmeye
çalışırken, kendini de sureti haktan göstermek durumunda kalmaktadır. Oysa her
şey o kadar sırıtıyor ki, kendilerini gülünç durumdan kimin kurtaracaklarını
dahi düşünememektedirler.
Gelişen olaylara baktığımızda,
insanoğlunun hüsranı, insanlığını yüceltmekten başka çıkar yolu olmadığını göstermektedir.
Şeytani hırsa bürünmüş
taleplerine ulaşmak için sarf ettiği gayretin birazını değerlerimize ulaşmaya
sarf etmemiz halinde dünyamız cennet olacaktır. Her mevsim bahar olmasa da, her
anı bahar gibi yaşamak mümkün olacaktır.
İnsanlığın ortak
değerleri saydığımız, özgürlük, demokrasi, barış, hoşgörü, dayanışma ruhu,
insanın kendisini yeniden bulması anlamına gelecektir. Kin, nefret, düşmanlık,
ötekileştirme, savaş ve sömürünün olmadığı bir dünya tesis etmek, dünyanın
cennet olmasını sağlayacaktır.
Nesim Yalvarıcı
09.09.2024/Sakarya
YORUMLAR