Küresel tehdit unsurlarının uyguladıkları politikaları ve uygulamaları, anlayabilmek için bu meseleyi kendisine dert edinmiş, günümüzün ...
Küresel
tehdit unsurlarının uyguladıkları politikaları ve uygulamaları, anlayabilmek
için bu meseleyi kendisine dert edinmiş, günümüzün numune münevverlerinden
muhterem Hocam Prof. Dr. Azmi Özcan’ın çalışmalarından biri zihin dünyamıza
kazandırılmış olması son derece önemlidir. Bu çalışmadan, endişesi millet ve
memleket olan asrın serdengeçtiler ininde haberdar edilmesi kıymetlidir. O
sebeple irtibatlı olduğum sosyal medya unsurlarında bu durumu paylaşmayı üstüme
bir görev olarak alıyorum.
Eskiler; sömürgeciliğe "müstemleke"
demekte idiler... Zamanın akışına göre, farklı karakterlerle ve farklı
stratejilerle uygulanması, sömürgeciliği geniş bir bakış açısıyla
(perspektifle)tanımlayıp tanımak ve bilgilendirmek ihtiyacı hâsıl olmuştur.
Zihinde
başlatılan sömürge olgusu, ülkelerin; başta “insan kaynağı” olmak üzere,
yeraltı ve yerüstü kaynaklarını kendi ülkesinin ve milletinin menfaatleri
doğrultusunda kullanması için geliştirmiş olduğu siyaset ve yönetim
uygulamaları olarak anlaşılmaktadır.
"Zeyrek
Akademi Seminerleri" kapsamında, Sayın Prof. Dr. Azmi Özcan Hocamın çok
derinliğine ve son derece titizlikle sunduğu Çalışmanın, kitaplaştırılarak
bizlere ulaşmasını sağlayan Fatih Belediyesi ve emeği geçen herkese teselsülen
teşekkür etmek milli bir borçtur. Zira 17. asırdan beridir, kıyama kalkmak
üzere mücadele veren bir milletin vicdanına seslenen bu çalışma, aynı zamanda
"mazlum milletlerin" de ne yapması gerektiğinin işaret taşlarını,
bilvesile sunması, aynı zamanda, insanlığa karşı bir görev ifa edilmiş olmasını
anlamına gelmektedir.
Sömürgeciliği,
bir tarih bilimcisi kronolojik olarak sunarken, hem “avamın” hem de “havasın”
en açık şekilde anlayabileceği bir üslubu tercih etmesi, takdire şayan bir
durumdur. Bu durum, akademik bir çalışma olması kadar, hamiyet ve
milletseverlik esasını da ihtiva etmesi, takdirler üstü bir durumdur.
Muhterem
hocamın, mustarip olduğu meselenin insanlığa ve milletine, hastaya sunulan ilaç
gibi, yaraya sürülen merhem gibi sunulması, samimiyetin insanı nasıl
etkilediğini göstermesi bakımından ne kadar mühim olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek
kavramlaştırdığı hususlar, tarihi şartlar sebep ve sonuç ilişkileri bakımından,
okuyanı aydınlattığı gibi dayanışma ruhunun oluşmasına da büyük katkı
sunacağını düşünmekteyim.
Bu
kitabın sınırlı sayıda basılması, büyük bir bilgi fırsatın insanımızdan
kaçırılması, aynı zamanda, zihin dünyamızın “yanlış uyaranlardan” arınabileceği
imkândan mahrum olmamızı da sağlamaktadır. Belki de, mükerrer defa basılıp
okutulması, gençliğin müracaat edeceği bir “başucu” kitabı haline getirilmesi
gerekmektedir.
Yine
bu kitapta sunulan bilgilerin muhtevası, okuyucunun merakına bırakılması
kaydıyla her münevver insanın mütalaa edebileceği, yorum getirebileceği, belki de
izaha muhtaç taraflarının sorulabileceği platformlarda, “mülahazalara” gerek
duyulabilmesini sağlamalıyız. Zira parmak basılan meseleler, insani, vicdani,
ahlaki süzgeçten geçirilerek, tarih biliminin metoduyla hazırlanıp sunulmuştur.
Bence
muhterem Hocam Prof. Dr. Azmi Hocam, mesuliyetini yerine getirmiş, geri kalan
kısmını da onu sevenler, memleket ve millet meselesini kendisine dert edinenler
yerine getirmelidir. Bu noktadan hareketle, iletişim içinde bulunduğumuz sosyal
medya platformlarında, durumu kardeşlerim ve dostlarımla paylaşmayı düşündüm.
Bundan maada görev düşerse üstüme ona da amade olacağım.
Can
dostlar, “BÜTÜN YÖNLERİYLE SÖMÜRGECİLİK” kitabı Türk-İslam medeniyetine gönül
vermiş değerli bir kardeşimizin, bila menfaat hazırlayıp sunduğu, “Zeyrek
akademi seminerlerinde” sunulup, Fatih Belediyesi tarafından kitaplaştırılan
“muhteşem” bir eserdir. Bunun bil vesile yeniden basımına vesile olunması,
milli şuur gelişimi bakımından ehemmiyet arz etmektedir. Bu noktada etkili
olabilecekler, kamuoyu oluşturup basımına vesile olunması ve geniş bir
yelpazede, milletin istifadesinin sağlanması önemlidir.
İkinci
defa zevkle ve heyecanla okumaya çalıştığım “BÜTÜN YÖNLERİYLE SÖMÜRGECİLİK”
kitap ve muhteviyatı ile ilgili değerlendirmelerimi de, bilahare yazıya almayı
düşünüyorum.
Nesim
Yalvarıcı
09.06.2024/Sakarya
YORUMLAR