ASYANIN GELECEĞİ VE TÜRKLER

  Jeopolitik stratejide, kara hâkimiyetini düşünüp strateji yapanlar, hedef coğrafya olarak, Ukrayna’dan Afganistan’a kadar olan bölgeyi esa...

 


Jeopolitik stratejide, kara hâkimiyetini düşünüp strateji yapanlar, hedef coğrafya olarak, Ukrayna’dan Afganistan’a kadar olan bölgeyi esas almaktadırlar. Elbette farklı stratejik bölgelerde vardır. Ancak hedef coğrafya bahsi geçen coğrafyadır.

Jeopolitik stratejide, sadece coğrafi konum değil, yer altı ve yer üstü ekonomik kaynakları, en önemlisi de, insan faktörüdür. Yani demografik yapı…

Biliyoruz ki, herhangi bir coğrafya hedef alındığında, nihai hedef, insanla elde edilir. İnsanların sergiledikleri irade, karşı hareketi olumlu veya olumsuz etkileyebilir. Ya da, harekâtı tasavvur edip tasarlayanların tutumu da öyle… Bu sebeple, coğrafi bilgi sistemi ne kadar bilgi üstünlüğü sağlarsa sağlasın. Demografik yapı bütün dengeleri alt üst eder. Nehirlerin geçitlerini, köprü kullanmadan seyyar yapabilirsiniz, motorize güçlerinizi veya üstünlük sağlayan silahları kritik noktalara konuşlandırabilirsiniz, hedefleyeceğiniz kaynaklara, insanın hâkimiyeti ile gitmek durumundasınız.

Asya da insan üstünlüğü olan Türk milleti, kuzeydoğu Avrupa’dan başlamak üzere, Hindistan içlerine kadar, Çin içlerine kadar, bütün Sibirya, güneyde, Yemen’i kapsayan coğrafyada Türk milletini varsaymak zorunluluğu vardır.

Marko Polonun seyahati ile başlayan bu ilginin temel sebebi budur. Bu gün dahi seyahat yazıları ve kitapları yazanlar, tesadüf olmasa gerektir ki, Asya’yı ve Türkleri ön plana almaktadırlar. Mesela, Arminius Wambery,”Türkistan’a Seyahat”, William Elory Curtis, “Asya’nın kalbi Türkistan”, Samuel Frederick Starr, “Kayıp Aydınlanma” kitapları bu kabil çalışmalardan bir kaçı ve önemlilerindendir. bu ve benzeri çalışmalar, oryantalist çalışmalar olup, yükselen değer olarak, Türkistan ve Türk milletinin uyanışı ile “şarkiyat” (doğuculuk) çalışmaları ile küresel emperyalist dünyanın dikkatlerini bu bölgelere çekmektedirler. Yine bilinmelidir ki, Şarkiyat yani Oryantalist çalışmalar, Vatikan ve İngiltere’deki Wellingten Hause merkezi tarafından tasarlanıp desteklenmektedirler. Bizim dini otorite merkezlerimiz de ne acıdır ki, küreselcilerin istekleri doğrultusunda, İslam’ın tevhit esasını, “kesrete” (bölüp parçalamakla) meşguller.

Rahmetli Cemil Meriç; oryantalizmi, “sömürgeciliğin keşif kolu” diye tanımlamaktadır. Tamda öyle bir ameliyedir.

Siyasal yapılanmalar, ülkemizde ve Türkistan’daki Türk illerinde uygulayacakları bütün politikalarda, bu üstünlüğümüzü, sahip olduğumuz ekonomik kaynakların verimlilik temelli ekonomik programlarla desteklemeli, herkesin öngördüğü üzere, önümüzdeki asrın “Türk Asrı” olduğu hakikatini herkese kabul ettirmelidirler.

Jeopolitik stratejide, deniz hâkimiyet teorisi ve hava hâkimiyet teorisindeki batı üstünlüğünün etkisinin çok az olacağı bir coğrafya olması da, bir üstünlük olarak görülmelidir.

Herkesin farkında olduğu, ancak Türk milletinin fark etmediği bu güç ve avantaj, uygulanacak milli kültür politikaları ile dünyada herkesin beklentisi olan “dünyada yeni siyasi denge” oluşumunu hızlandıracaktır.

Burada, Gaspıralı İsmail Beyi rahmetle anmalıyım, zira “dilde, fikirde, iş te birlik “düşüncesini ifade ederken, bu durumdan bahisle geleceğimizin tasavvurunu kendisi için ve milletimiz için bir hedef olmasını istemiş olmalı…

Nesim Yalvarıcı

 

Jeopolitik stratejide, kara hâkimiyetini düşünüp strateji yapanlar, hedef coğrafya olarak, Ukrayna’dan Afganistan’a kadar olan bölgeyi esas almaktadırlar. Elbette farklı stratejik bölgelerde vardır. Ancak hedef coğrafya bahsi geçen coğrafyadır.

Jeopolitik stratejide, sadece coğrafi konum değil, yer altı ve yer üstü ekonomik kaynakları, en önemlisi de, insan faktörüdür. Yani demografik yapı…

Biliyoruz ki, herhangi bir coğrafya hedef alındığında, nihai hedef, insanla elde edilir. İnsanların sergiledikleri irade, karşı hareketi olumlu veya olumsuz etkileyebilir. Ya da, harekâtı tasavvur edip tasarlayanların tutumu da öyle… Bu sebeple, coğrafi bilgi sistemi ne kadar bilgi üstünlüğü sağlarsa sağlasın. Demografik yapı bütün dengeleri alt üst eder. Nehirlerin geçitlerini, köprü kullanmadan seyyar yapabilirsiniz, motorize güçlerinizi veya üstünlük sağlayan silahları kritik noktalara konuşlandırabilirsiniz, hedefleyeceğiniz kaynaklara, insanın hâkimiyeti ile gitmek durumundasınız.

Asya da insan üstünlüğü olan Türk milleti, kuzeydoğu Avrupa’dan başlamak üzere, Hindistan içlerine kadar, Çin içlerine kadar, bütün Sibirya, güneyde, Yemen’i kapsayan coğrafyada Türk milletini varsaymak zorunluluğu vardır.

Marko Polonun seyahati ile başlayan bu ilginin temel sebebi budur. Bu gün dahi seyahat yazıları ve kitapları yazanlar, tesadüf olmasa gerektir ki, Asya’yı ve Türkleri ön plana almaktadırlar. Mesela, Arminius Wambery,”Türkistan’a Seyahat”, William Elory Curtis, “Asya’nın kalbi Türkistan”, Samuel Frederick Starr, “Kayıp Aydınlanma” kitapları bu kabil çalışmalardan bir kaçı ve önemlilerindendir. bu ve benzeri çalışmalar, oryantalist çalışmalar olup, yükselen değer olarak, Türkistan ve Türk milletinin uyanışı ile “şarkiyat” (doğuculuk) çalışmaları ile küresel emperyalist dünyanın dikkatlerini bu bölgelere çekmektedirler. Yine bilinmelidir ki, Şarkiyat yani Oryantalist çalışmalar, Vatikan ve İngiltere’deki Wellingten Hause merkezi tarafından tasarlanıp desteklenmektedirler. Bizim dini otorite merkezlerimiz de ne acıdır ki, küreselcilerin istekleri doğrultusunda, İslam’ın tevhit esasını, “kesrete” (bölüp parçalamakla) meşguller.

Rahmetli Cemil Meriç; oryantalizmi, “sömürgeciliğin keşif kolu” diye tanımlamaktadır. Tamda öyle bir ameliyedir.

Siyasal yapılanmalar, ülkemizde ve Türkistan’daki Türk illerinde uygulayacakları bütün politikalarda, bu üstünlüğümüzü, sahip olduğumuz ekonomik kaynakların verimlilik temelli ekonomik programlarla desteklemeli, herkesin öngördüğü üzere, önümüzdeki asrın “Türk Asrı” olduğu hakikatini herkese kabul ettirmelidirler.

Jeopolitik stratejide, deniz hâkimiyet teorisi ve hava hâkimiyet teorisindeki batı üstünlüğünün etkisinin çok az olacağı bir coğrafya olması da, bir üstünlük olarak görülmelidir.

Herkesin farkında olduğu, ancak Türk milletinin fark etmediği bu güç ve avantaj, uygulanacak milli kültür politikaları ile dünyada herkesin beklentisi olan “dünyada yeni siyasi denge” oluşumunu hızlandıracaktır.

Burada, Gaspıralı İsmail Beyi rahmetle anmalıyım, zira “dilde, fikirde, iş te birlik “düşüncesini ifade ederken, bu durumdan bahisle geleceğimizin tasavvurunu kendisi için ve milletimiz için bir hedef olmasını istemiş olmalı…

Nesim Yalvarıcı

 

YORUMLAR

Ad

Makale,131,Şiir,12,
ltr
item
Nesim Yalvarıcı Blog: ASYANIN GELECEĞİ VE TÜRKLER
ASYANIN GELECEĞİ VE TÜRKLER
Nesim Yalvarıcı Blog
https://www.nesimyalvarici.com/2025/07/asyanin-gelecegi-ve-turkler.html
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/2025/07/asyanin-gelecegi-ve-turkler.html
true
4680738629484459283
UTF-8
Tüm Yazılar Görüntülendi Hiç yazı bulunamadı TÜMÜNÜ GÖSTER Devamını oku Cevapla Cevabı iptal et Sil Yazar: Anasayfa SAYFALAR GÖNDERİLER Hepsini gör SİZİN İÇİN TAVSİYE EDİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH TÜM GÖNDERİLER İsteğinizle eşleşen bir yayın bulunamadı Anasayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis Mayıs Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara şimdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago 5 haftadan daha önce Takipçiler Takip et BU PREMIUM İÇERİK KİLİTLENDİ ADIM 1: Bir sosyal ağda paylaşın 2. ADIM: Sosyal ağınızdaki bağlantıyı tıklayın Tüm Kodu Kopyala Tüm Kodu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalandı Kodlar / metinler kopyalanamıyor, lütfen kopyalamak için [CTRL] + [C] (veya Mac ile CMD + C) tuşlarına basın İçerik Tablosu