Necip Fazılın, “ideolojya örgüsü” kitabında, “son dönem generallerinin gerçek rütbesi, onbaşıdır” der. Doğru mu yanlış mı? Bilmiyorum. ...
Necip Fazılın, “ideolojya örgüsü” kitabında, “son dönem
generallerinin gerçek rütbesi, onbaşıdır” der. Doğru mu yanlış mı? Bilmiyorum.
Ancak bu son
gelişmeler, bu durumu sanki doğrular cinstendir.
Neden mi?
Çünkü generaller, jeopolitik stratejiler yaparlar.
Dünya hâkimiyet
teorileri yaparlar…
Milletlerinin geleceği için; yönetsel, taktik, kültürel,
ekonomik ve askeri politikaları, bölgesel ve küresel hesaplar yaparak hayata
geçirirler…
Böyle çöpten işlere imza atmazlar.
Eğer; bunun dışında iç politikalarda “arz-ı endam”
ederlerse, iki ihtimal vardır. Ya dış mihraklarla irtibatlıdırlar, ya da
yetenekleri sadece “muhtıra” verecek kadar sığdırlar.
Gelişen son hadiseler, tıkanan siyasi iktidara, “can suyu”
hükmünde olmuştur.
Ülkemiz; bu teraneleri
dinlerken, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal bütün problemler bir tarafa
atılarak bundan siyasi rant devşirmeye çalışacaktır.
Halkla iletişimi olmayan, halktan kopuk, kurdukları vakıf, dernek
veya ordu evlerinde kendi dünyalarında, halktan bihaber yaşayan bu 104 kişilik
gurubun ifadeleri refens olabilir mi?
Elbette olmaz.
Ne var ki, Türkiye’nin gelişme dinamiklerinin önündeki en
büyük problemin “siyaset müessesesi” olduğu gerçeği bir kere daha ülkemizin
gündemine taşındı.
Siyasetteki tıkanmışlık ve kokuşmuşluk bir kere daha bu
olayla anlaşılmıştır.
Adalet, eğitim, sanayi-teknoloji, sosyal, ekonomik, kültürel
ve dış ilişkiler bakımından çözüm gerektiren ve millete mesaj olarak
verebilecekleri herhangi bir siyasi önermeleri olmayınca, birilerini kiralayıp,
bu tür mesajlarla gündemi işgal ediyorlar.
Bu generallerle iktidar arasındaki iletişimi ve ünsiyeti
aramakta fayda vardır.
Eğer suç niteliğinde bir “muhtıra” ise, işi adalet
çözmelidir.
Değilse, milleti kendi kirli emellerine alet ederek, bundan
siyasi rant devşirmek ahlaksızlığını sürdürmek, en az bu mel’un muhtıra kadar
kınanmayı hak eder…
Eğer, bu olaydan sonra, hükümet bu zevatı, ikram ve
ihtiramla karşılar ise, biliriz ki, millet nezdinde, erimeye başlayan iktidar,
bu olaydan medet umuyordur.
Şayet, demokratik bir devlet olgusu içinde hareket
edeceklerse, bu generalleri, adaletin pençesinde gerekli hesabın verilmesini
sağlanmalıdır.
Hep beraber göreceğiz…
YORUMLAR