Siyaset, hizmet etme sanatı olarak bilinir. Akademik bir tanım olmasa da, anlaşılan öz budur. Aslında, insanların ihtiyaçlarının karşıla...
Siyaset, hizmet etme sanatı
olarak bilinir. Akademik bir tanım olmasa da, anlaşılan öz budur. Aslında,
insanların ihtiyaçlarının karşılanmasında, kamu imkânlarını kullanmak üzere
meriyetteki yasal şartları kullanmak, yasal imkânlar el vermiyorsa, yasal
düzenlemeler yapmak üzere toplumun yönetilir alternatifler olarak
değerlendirilebileceği bir sosyal alandır.
Siyaset, temel insan haklarını
gözetmek, adalet erkini hâkim kılmak ve insan yaratılışının temelleri olan
ahlaki ölçüde yapıldığında, değerlidir. Önemli ve saygı değerdir. Bu değerler
ihlal edildiğinde, siyaset sosyal bir eziyet, sosyal problemlerin kaynağı olmak
durumundadır.
İnsan ilişkilerine, karşılıklı
diyaloga, saygıya ve sevgiye bağlı yürütüldüğünde, barış ve huzurun kaynağıdır.
Aksi durum, kaos, kargaşa ve kavganın kaynağı olmaktadır. Huzur, güven ve
esenlik yerine terör ve kavgaya terk eder.
Siyaseti yöneten siyasilerin
tavrı durumun niceliği ve niteliğini anlamamızda önemli bir göstergedir. Sarf
ettikleri sözleri, birbirlerine karşı tavırları ve topluma verdikleri mesajlar…
Ülkemiz, son zamanlarda
siyasetteki seviyesizliği, yönetimdeki istikrarsızlığa evirmiş, giderek
tırmanan sosyal ve ekonomik meseleler, ülkede gerilimin tırmanmasını sağlamaktadır.
Olayları ve sosyal, ekonomik
meseleleri çarpıtarak, taraftar toplamak üzere kelam ve kalem kurnazlığını bir metot
olarak kullanmaktadırlar. Asıl mesele ise ortada varlığını devam ettiriyor.
Bakınız, konteyner içindeki çöpten
bir şeyler toplayan bir yaşlı kadını, siyasetçiler nasıl değerlendiriyor,
iktidar; torunları ile saklambaç oynadığı şeklinde ifade ederken, muhalefet;
ülkenin vahim halde olduğunu ve herkese şamil bir durum olarak yansıtıyor.
Ancak bu meselenin özü olan ekonomik gidişat ve siyasetin bulması gereken asıl
meseleye dair kelam edilmemektedir. İşte hal-i pürmelalimiz budur.
Farklı düşünmenin insan olmanın
bir gereği olduğunu ve ortak meselelerin farklı bakış açılarının optimum bir
yaklaşımla (ortak bir kabul) çözülebileceği ahlaki yapı ne zaman siyasette
görebileceğiz?
YORUMLAR