Ceza evinde, gezi olayları sebebiyle tutuklu bulunan Osman Kavala, hakkında, mahkemece tutukluluk halinin devamına karar verdi. Demokrat...
Ceza evinde, gezi olayları
sebebiyle tutuklu bulunan Osman Kavala, hakkında, mahkemece tutukluluk halinin
devamına karar verdi. Demokratik ülkelerde, mahkemeler bağımsız kurumlardır.
Hiçbir suretle müdahale görmezler. Çünkü hukukun üstünlüğü ilkesi, devletin
dirliği bakımından önem arz etmektedir. Bu duruma her kesin saygılı olması
istenilen bir husustur. Bu durumu hafife almak, etkilemek, hukuk kurumunun
kendi iç hiyerarşisi dışında müdahil olmak, suçtur. Yaptırım gerektirir.
Hukukun iç hiyerarşisi de, ya esasta, ya da usulde bir hata varsa
yetkilendirilmiş bir üst mahkeme tarafından tashih görür. Bu da hukuki bir
işleyiştir.
Sömürgeci anlayışı kendilerine
bir hak olarak gören ekseriyeti Avrupalı olan “had bilmez” dış görev (Misyon)
yetkilileri veya elçileri, misafir olarak yaşamakta oldukları ülkemizde,
hadlerini aşarak, hukukun işleyişine müdahale etmiş, emrivaki ile durumu ilgili
Osman Kavala lehine değiştirilmesini kamuoyu huzurunda deklarasyon ile
bildirmişlerdir.
Öncelikle bu tavrı kınıyoruz.
Mensubu bulunduğumuz milletimizin adalet ve hukuk sistemine bu tür müdahaleyi
yapanları telin ediyoruz. Ve yetkililerin de, gereğini yapmaları ve kamu
vicdanını rahatlatmaları bakımından uluslararası hukukun gereğince müeyyide uygulamalarını
öneriyoruz.
Uluslararası hukukta, bu durumun
hoş görülmediği ve bu fiili işleyenlerin “istenilmeyen adamlar” olarak sınır
dışı edilmektedirler.
Şimdi gelelim yaşanan fiili
durumun değerlendirilmesine; Osman Kavala’nın hukuk karşısında kendisini
savunan Avukatları mevcuttur. Kaldığı cezaevinde temel insan hakları ihlalleri
var mıdır? Bunların hiçbirinden şikâyet edilmemektedir. Sadece hukukun kararına
sömürgeci bir anlayışla müdahale edilmiştir. Bu fiile iştirak edenler
dışişlerine çağrılarak, gerekli uyarılarda bulunulmuştur.
Bende diyorum ki, devletimizin
prestijini hedef alan bu duruma “mütekabiliyet” esasını hayata geçirmek üzere,
bir uygulama yapalım. Aynı ülkelerde bizimde dış misyon görevlilerimiz emsal
bir uygulama ile bu durumu yaşatsınlar. Onların göstereceği tepki ve
uygulamanın aynısını bizde burada uygulayalım. Böylece “mütekabiliyet” hakkını
kullanmanın çifte standart boyutu olduğu da anlaşılmış olacaktır.
Mütekabiliyet; sana yapılan fiil
ve davranışın aynısını karşındakine uygulamak hakkıdır. Bu hakkı kullanmak,
batılı emperyalistler ve onların uzantılarına bir ders, aynı zamanda her şart
ve durumda varlığımızı koruma iradesi taşıdığımız tavrının sergilenmesi
olacaktır.
NESİM YALVARICI
YORUMLAR