KELAM VE KALEM KURNAZLIĞI Devleti idare etme yetkisi, millet tarafından kendisine verilen AKP, uyguladığı politikaların sorumluluğunu as...
KELAM VE KALEM KURNAZLIĞI
Devleti idare etme yetkisi,
millet tarafından kendisine verilen AKP, uyguladığı politikaların sorumluluğunu
asla kabul etmemek üzerine bir seyir içindedir. Ya, “dış güçlere” havale
etmekte, ya da “muhalefete” yüklemektedir. Kendi aczini ve becerisizliğini ise
bir türlü kabul etmemektedir. Millete bu durumu kalem ve kelam kurnazlığı
yapan, kiralık, bedeli ödenen basın erbabı ile medya kurumları vasıtası ile bilgi
kirliliğine varan bir boyutta gündemde tutulmaktadırlar.
Peki, bu işi nasıl ve kimlerle
beceriyor.
Yirmi yıllık iktidarları
döneminde, “hata kronolojisi” yapılacak olur ise, ciltler dolusu kayıtlara
geçecek kasıtlı, milli bütünlüğü bozucu, vatandaşları soyan, hak ve adalet
duygusunu zedeleyen politikalardan bahsedebiliriz. Bu durumun millet tarafından
anlaşılmaması için, 2. Dünya savaşı öncesi, Hitlerin propagandalarını sevk ve
idare eden General Göbels (propaganda bakanı) metoduyla, baskın bir şekilde,
akademisyen, medya ve basını kullanarak, doğru bilgiyi ters yüz ederek
anlatmaktadırlar…
Büyük orta doğu projesinin
bölgemizdeki felaketleri, Feto terör örgütünün paralel faaliyetleri, çuval
meselesi, Manisa’da (Somam göçüğü) Kobani (aynel arap) rezaleti, bütün tazeliği
ile hafızamızda yer etmiştir. Teröristlerin ayağına mahkeme kurulması,
Diyarbakır Surda “çukur siyaseti”, Süleyman şah utancı, bakanların rüşvet iddiaları,17/25aralık
olayları, terörist ve bölücülüğü siyasetlerinin temeli sayan Barzani ve PYD nin
başını kırmızı halı sererek karşılamaları, Oslo, kandil gibi merkezlerde
devleti terör örgütü karşısında diz çöktüren siyasetler yaşanmış olmasına
rağmen, toplumun farkındalığına sunulmamaktadır.
Bu ülkenin milli bütünlüğünün
harcını izale eden (çözen) alternatif dil konusu (TRT KURDİ) takdir edilen bir
politika olarak her zeminde gündeme getirilmektedir.
Kalem ve kelam kurnazları, son
zamanlarda PKK ve Onun meclisteki uzantısı olan yapıyı eleştirdikleri görüntüsü
vererek, muhalefet üzerinden sürekli gündemde tutmaları ayrı bir kurnazlıktır.
Kamu üniversitelerinde rektörlük
makamını işgal edenler adeta parti militanları gibi davranıyor, milletin bütün
fertlerine eşit mesafede durmaları gerekirken, bilimsellikten uzak lafebeliği
ve kelem kurnazlığı yapmaktadırlar.
Dikkat ediniz iktidar mensubu parlamenterler,
yürürlüğe sokulan siyaset ve politikaların ülkemiz ile ilgili alınan siyasi kararların
tartışmalarında, hiçbir platformda bulunmuyorlar. İki gerekçe ile
katılmadıkları düşünülmektedir. Birincisi, uygulanan siyasetleri iddia edecek
yetenek ve bilgi birikimine sahip değillerdir. İkincisi ise “bedeli ödenen”
kiralık basın mensupları vasıtasıyla lafazanlık yaptırmaktırlar.
“Şahsiyet fukaralığı” diyeceğimiz
zayıf karakterler her zaman başkalarının kılıcını kuşanırlar. Elbette bedeli
mukabilinde…
Namık Kemal; hürriyet
kasidesinde,
“muini zalimin dünyada erba-ı
denaettir.
Köpektir zevk alan seyyad-ı bi
insafa hizmetten.
Başka ne denilebilir ki…
NESİM YALVARICI
YORUMLAR