Bağdaş kurmuş, yorgun dağların kucağındaki güzel şehir, Seni, Bir ben değil; dost bilir, düşman bilir, zaman bilir, Karı hiç erimez ...
Bağdaş kurmuş, yorgun dağların kucağındaki güzel şehir,
Seni, Bir ben değil; dost bilir, düşman bilir, zaman bilir,
Karı hiç erimez dağların, ayağın yerde, başın göklere
erişir.
Ruhundaki güzellik, İki tarafında akan billur çaylar
gibidir.
İhtişamın, kardeşlerin Süphan ve ağrı dağları kadar,
Ulaşılmaz sarp kayalıkların, ıtır kokan vadilerin var,
Göğsü çimenli, eteklerinde koyunlar kuzular otlar,
Renklerindeki ahenk, ovanda Türkmen halısı gibidir.
Yücelerindesin, ey ulu şahsiyet, Canı, namusa feda, kızıl
ziyaret;
Koçkar baba, Sergi baba onca senedir dağlarında bekler
nöbet,
Tanrı dağlarını, ulu Pamir’i, Altayları andırır sendeki
heybet,
Kuşanmış koşumunu, Cenge giden, alaca kısrak yağız atlar,
gibidir.
Kartal pençeli kurtlar, Kurt başlı kartallar gibidir senin
yiğitlerin,
Uyku bilmez, umursamaz açlığı, yorgunluğu, susuzluğu,
gecelerin,
Pulsuz, pusat sız da olsa, yine “el hak” diyen bir nida ile
seslenir,
Kefenini; kuşak diye taşır, başını uğruna vermiş fedai
gibidir.
Yüreğinin elleri ile name yazılır, oyalı “yavlukta” cevap
gelsin diye,
Kerem Aslı’yı sende aradı, aşinadır, kanat gerdiğin kaç
sevgiliye,
Burma bıyıklı delikanlı, armağan verince ince belli, ahu
gözlüye,
O yadigâr, altın renginde güneş, gümüş renginde ay gibidir.
Güzelliğin, irem bağına, Babür’ün has bahçelerine ilham
vermiş,
Mertliğin iklimin gibi, yazın demiri kor, kışın ayazı,
çeliğe su vermiş,
Ziynetin; Laleler gibi duaya dururcasına, öbek öbek
gövermiş,
Cömertliğin, İbrahim sofrasında nimet, yedi veren gül gibidir…
18.01.2021/ANKARA
Nesim YALVARICI
YORUMLAR