MHP DE SİYASİ EKSEN KAYMASI Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinden, kendi devleti vasıtasıyla, asırlardır esirgenmiş milliyet ...
Milliyetçi Hareket Partisi, Türk
milletinden, kendi devleti vasıtasıyla, asırlardır esirgenmiş milliyet
duygusunun siyasal ifadesi, milletinin vicdani tezahürü olarak, siyaset yapmakla
bilinen bir siyasi partidir. Aynı zamanda, var olan bütün Türklerin de, Türk
“illerinin de, dünyadaki yegâne sesidir.
Türk milletinin tarihi düşmanları ve günümüzde küresel tehdit
unsurlarının, içerde ve dışarıdaki tehdit ve barikatlarını yıka yıka bu güne
gelmiştir. Gelinen noktadaki en önemli kazanımları, milli şuur sahibi ve milli
duyarlılık sahibi insanların sosyal hayatımızdaki varlıklarıdır. Bundan
ötürüdür ki, MHP siyasi parti olarak özgün siyasi anlayışını hâkim kılacak
soylu duruş içinde kalmalıdır. Siyasetini bu esasa bağlı yapmalıdır. Yoksa,
pragmatik (Faydacı) siyaset yapan beynelmilelci partilerden fark edilemez
konuma düşer ve onların potasında erir…
Türk milletinin milli mücadelesi,
devşirme ve milliyet düşmanlarının eliyle yok edilir… Büyük Türk ilhanlığı, ya
da, Turan ülküsü bir hayal olarak başka baharlara kalır.
Bunu neden yazdığım merak
edilebilir! Edilmelidir de… Zira MHP ve genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli, kamuoyunda
genel olarak meydana gelen algı veya oluşturulan algı, 2002 den sonra aldığı
bütün karalarda partisin gelişimini engelleyecek bir tutum içindedir. Son
dönemde ise, kendi deyimi ile Alacakaranlık Partisi hükmünde olan AKP’nin parti
sözcüsü konumunda bir görev (Misyon)üstlenmiş şeklindedir. Bu da, yukarıda
bahsettiğimiz, temsil ettiği fikri şahsiyet ile siyasi yapısını rahatsız
etmektedir.
Çünkü AKP; genel kanaat odur ki, kuruluşu
şaibeli bir yapıdır. Amerika birleşik devletlerinde kuruldu. Lideri, ki
defalarca, milliyetçiliği ayaklar altına almaktan çekinmeyen, Sayın Tayyip
Erdoğan, Yahudi cesaret ödülü sahibi bir şahsiyettir. Beraber yola çıktığı
bütün arkadaşlarını, yolda gördüklerine tercih eden bir yapının sahibidir.
Siyasi öngörüleri hep devletin ve milletin aleyhine sonuç vermiştir. Bu gün MHP
ile olan birlikteliği yarın bir başkasıyla olmayacağı garantisi yoktur. PKK ile
flörtleri, Feto Terör örgütü ile beraber yürüyüp ıslanmaları, devleti
demokratik işleyişten uzaklaştırmadı mı? Yoksa olağan üstü hal ile devletin
yönetimi nasıl oluştu?
Kamu maliyesindeki yolsuzluk söylentilerinin
hukuktan kaçırılması, nasıl tevil edilmelidir? MHP nin AKP’yi doğrudan veya
dolaylı desteklemesi, onun, daha önce Sayın Bahçelinin ifade ettiği ve hesabını
sormak üzere namus sözü verdiği, suçlarına bir ortak olarak, kurtarılması anlamına
gelmiyor mu?
Milliyet duygusunu ömründe hiç
yaşamamış bir oluşum ile birlikte olmak, varlığını sadece Türk milliyetçiliğini
ikame etmek üzere kurgulamış bir siyasi yapı için “eğri cetvelle doğru çizgi
çizmek” anlamına gelmez mi?
Yani MHP bazılarının kamuoyunda
iddia ettiği gibi bir siyasi eksen kayması yaşıyor mu? Bu sorunun cevabını
partiyi sevk ve idare edenler, milliyetçilere anlatmalıdır. Onların görüp te,
bizim göremediğimiz şeyleri merak ediyoruz…
Milliyetçiliğin sosyolojik
temellerinden birisi, “kapsayıcı” olmasıdır. Biz kendisini bu ülkenin vatandaşı
olarak gören insanların ve Türk illerinin her ferdinin hayatlarının teminatı
olarak onları Milli şuura ve milli duyarlılığa davet etmeliyiz. Bunu ancak,
özgün Türk milliyetçi fikri şahsiyeti ile yapabiliriz. İdeolojik geçmişi, Türk
tarihi kadar eski olan MHP, AKP gibi bir siyasal yapının (dayanağı) payende si
olması, makul bir tercih değildir.
YORUMLAR