Batının üstünlüğü “kompleksine” mahkûm Müslümanlar, zilletin pençesinde, can çekişmektedir. Her gün yüzlercesi, aşağılanıp, insan onur...
Batının üstünlüğü “kompleksine”
mahkûm Müslümanlar, zilletin pençesinde, can çekişmektedir.
Her gün yüzlercesi, aşağılanıp,
insan onuruna yakışmayan tarzda, öldürülmelerine rağmen, durumu kabullenmiş ve
kanıksanmış görünmektedirler. Bu sebeple, Müslümanların yok edilmesi
ameliyesini işleyen zalimler, kendilerini kamufle ederek, yaptıkları utanç verici
insanlık suçunu izole etmektedirler. Bunun adına da “İŞİD TERÖRÜ” demektedirler.
Vilademir Putin; dünyanın
kalkınmış 20 ülkesinin de dâhil olduğu en az kırk ülkenin İŞİD terör örgütüne
destek verdiğini, hepsinin huzurunda ifade etti. Üstelik parmakla da birilerini
işaret etti. Kimse de, aksini ifade etmedi.
Demek ki, İŞİD bir Müslüman
hareket değildir.
Üstelik adı barış olan bir din,
savaşta da, barışta da, İŞİD tarafından kullanılan metodu hiçbir zaman
benimsememiştir.
O zaman İŞİD, ulusal ve uluslararası
düzeyde, örtülü bir savaşın adıdır.
Rusya, Kırım’ı işgal ederken, dünyanın
bu durumu meşru görebilmesi için, Suriye’ ye destek beyanında bulunarak,
menfaatlenmek üzere Suriye’ye ilgilenilenlerle pazarlık yapmaktadır.
ABD ve İngiltere doğrudan, Fransa
ise İŞİD terör örgütünü kullanmak suretiyle Suriye’ye müdahale hakkına sahip
olmak istiyor. Hepsi de İŞİD’i gerekçe göstererek bunu yapmaktadırlar.
Hem İŞİD in varlığını tehlikeli
sayıp, hem finans ve lojistik destek sağlayanlar, bölgede varlığının gerekli
bir aktör olduklarına inanmaktadırlar.
Batının en önemli karakolu
hükmündeki İsrail’in rahatlamasını sağlamak suretiyle, İsrail’in nefes almasını
ve mevzi kazanmasını sağlamaktadırlar. Hem ’de gelecekte oluşacak
yapılanmalarda etkili olmaya çalışmaktadırlar.
İŞİD in elindeki teknoloji
herhalde Rakka’da üretilmemektedir. Tamamı batının teknolojik ürünler değil mi?
İç politikada da durum aynıdır.
İŞİD eylemleri siyaseten kime fayda sağlamaktadır. Dikkatlice bakıldığında,
biraz beyni olan kolayca anlamaktadır. Ülkeyi terör kıskacına teslim edenler,
patlatılan bombalarla, yaratılan korku atmosferinde, kendilerinin de
inanamadıkları bir siyasi üstünlük sağlamadılar mı?
Demek İŞİD denilen melanet, doğrudan
devletlerin meşru güçlerinin bilgisi dâhilinde iş ve icraat yapmaktadırlar.
Gerek içeride gerekse dışarıda
İŞİD bir siper, bir sütre vazifesi görmektedir.
İnsanlığı korku ve terörle
sindirerek yönetmek dönemi başlamış görünmektedir. İŞİD ve türevi örgütler,
önceki ve sonraki örgütler, örtülü bir savaşın sembolleri olacaklardır.
Aynı zamanda, İşgal ve sömürü
gerekçesi olacaktır.
YORUMLAR