MHP’nin bazı üst düzey yöneticilerinin özel hayatlarıyla ilgili kasetler seçim sürecinde deprem etkisi yaptı. Adı geçen yöneticiler h...
MHP’nin
bazı üst düzey yöneticilerinin özel hayatlarıyla ilgili kasetler seçim
sürecinde deprem etkisi yaptı. Adı geçen yöneticiler hem partideki
görevlerinden hem de adaylıktan çekildiler. Böylece operasyonu plânlayan merkez
ilk aşamada amaçlarından birine ulaşmış oldu. Ancak plânlamanın söz konusu 10
kişinin kariyeriyle sınırlı olmadığı, bunun çok daha ötesinin hesaplandığı
anlaşılıyor.
Geçen
yıl benzer bir darbeye maruz kalan Deniz Baykal’ın sözleri son derece önemli
tespitler içeriyor: “Bunun kendiliğinden
yaşanan bir süreç olduğunu düşünmek hiçbir şekilde mümkün değildir. Bu olayın
bir merkezî plânlamayla, özenle hesaplanarak, zamanlama yapılarak sonuç üretmek
üzere gerçekleştirildiği artık tartışma götürmez bir gerçektir.”
Türkiye
siyaseti şimdiye kadar benzeri görülmeyen kapsamlı ve çok yönlü bir operasyonla
karşı karşıyadır. Bunu yapanlar sıradan teknisyenler yahut amatör hevesliler
değildir. Bu tarz işleri iyi bilen, özel eğitim alıp yetiştirilen, her türlü
teknik donanım ve imkâna sahip olan mesleklerinin profesyonelleridir. Hedef
alınan MHP’lilerin zaafları tespit edilmiş, özel hayatları çok yakından
izlenmiş, telefonları dinlenmiş, zamanlama seçimlere kısa bir süre kala
kademeli şekilde plânlanıp düğmeye basılmıştır.
Hedefteki
yöneticiler kendilerine düşen siyasî görevi vakit geçirmeden yerine getirdiler,
siyasî kariyerlerini noktaladılar. Ne var ki istifalarla birlikte bu fasıl
kapanmıyor, çok kapsamlı şekilde düşünülen hazırlandığı anlaşılan senaryonun
esas bölümleri şimdiden sonra sahnelenecektir. Bu aşamada hükümete önemli bir
görev düşüyor. Siyasî iktidar Devletin ilgili bütün organlarını ve imkânlarını
bir an önce harekete geçirerek, bu siyasî infaz girişiminin faillerini bulmak,
kamuoyunun bilgisine sunmak, yasaların uygulanmasını temin etmek zorundadır.
Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Savcılıkları’nın soruşturma açmış olması
Hükümetin yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Olayda profesyonel ekiplerin ve
gelişmiş tekniklerin kullanıldığı açıktır. Ancak aynı teknolojinin uzmanlar
tarafından kullanılarak faillerin izlenip bulunmaları, devrede olan internet
sitesinin kimlere ait olduğunun tespiti, bunlar hangi ülkede olurlarsa olsunlar
mümkündür. Devletin ilgili istihbarat kurumlarının, yetişmiş elemanlarının,
teknolojik donanımlarının buna elverişli olmadığını kimse öne süremez. Üstelik
bu nitelikteki bir konuda istenirse pekâlâ uluslararası işbirliği
sağlanabilir; hatta destek bile
alınabilir.
Seçimlere
birkaç hafta kala MHP bu olaydan ne kadar etkilenir? Bunu şimdiden kestirmek
kolay değil. Ancak bazı hususların unutulmaması gerekir.
Milliyetçi
Hareket sıradan bir siyasal yapılanma değildir. Yarım yüzyıllık tarihinde büyük
tecrübeler yaşanmıştır. Bu harekete gönül veren insanların önemli bölümü derin
acılar, sıkıntılar çekmişler, zorlu sınavlardan geçmişlerdir. Bu siyasî oluşum
her yaştaki nice idealist insanın ıstırabıyla, ümidiyle, heyecanıyla
yoğrularak, çok çetin dönemlerden geçilerek şimdiki yönetime intikal etmiştir.
Bu
hareketi yıllarca % 3 gibi çok sınırlı bir desteğe rağmen yürütüp, kitleye mal
olmasını sağlayan, birçoğu artık siyasî hayatta yer almayan, hatta terki dünya
eden insanların gönüllerindeki duygular ve hafızalarında yaşayan izler geçmişe
ait hatıralar yığını değil, bu siyasî oluşumun canlı ve dinamik hafızasıdır,
varlık sebebidir.
Milliyetçi
Hareket’e oy verecek insanların siyasî ve vicdanî tercihlerini belirleyecek
olan esas faktör, ortaya saçılan bu kaset kepazeliği değil, geçmişten günümüze
taşınan bu tarihî hafızanın oluşturduğu gerekçeler ve düşündürdükleri
olacaktır.
Birileri
sandıktan çıkacak sonuçları düzenlemeyi ve onun da ötesinde MHP’nin bulunmadığı
bir Meclis tablosu plânlamış görünüyorlar. Ancak kararı bu fitne erbabı değil
Türk Milleti verecektir. Milletimiz en kritik zamanlarda gösterdiği dikkat ve
basiretle nice darboğazlardan selametle geçilmesini başarmıştır. Doğrudan
ülkemizin bütünlüğünün söz konusu olduğu, Anayasa üzerinden Türkiye’nin
federatif bir yapıya dönüştürülme hazırlıklarının yapıldığı bölücü etnik
fitnenin isyan halinde bulunduğu bir dönemde, 12 Haziran’da sandıklardan
çıkacak olan tablonun doğrudan kendi varlığını ve geleceğini ilgilendirdiğini
bilerek, tercihini yapacaktır.
YORUMLAR