“Yenidünya düzeni” projesini ortaya koyan emperyalist batılılar; küreselleşme politikaları ile milletlerin ve devletlerin kaderlerini...
“Yenidünya düzeni” projesini
ortaya koyan emperyalist batılılar; küreselleşme politikaları ile milletlerin
ve devletlerin kaderlerini ve coğrafyalarını hedef alan bir planı ortaya
koyduğu ortadadır. Genelde az gelişmiş ülkeler, özelde de “aşılması gereken
büyük bir güç” olarak Türk Milleti bu hedefin odağındadır.
1912 Wilson Prensipleri
çerçevesinde Türklerin, önce Avrupa’dan sonra da Anadolu’dan çıkarılması
planlanmış ve adım adım hayata geçirilmiştir. Hafızalarımızı yokladığımızda
göreceğiz ki, Osmanlı devletinin çöküşü ve yıkılışını hazırlayan sebeplerin ve
yöntemlerin benzerleri günümüzde de icra edilmektedirler.
Bu menfur niyetlerini icra
ederlerken, karakter ve şahsiyetlere bakıldığında, nesebi belirsiz ve fikri
şahsiyeti olmayan piyonların, ortalıkta emperyalist oyunun sergilenmesinde
“bedel karşılığı” endam sergilediklerini esefle izlemekteyiz.
Osmanlı’nın sadık tebaası iken,
her türlü insani ve kanuni hakları kullanarak, devletin her kademesinde görev
alıp mal ve servet bakımından Müslüman Türklerden daha müreffeh durumda iken,
Osmanlının zayıflamasında içerde ve dışarıda yıkılışa giden her türlü fesadı
organize eden, bu organizede öncü kuvvet rolünü üstlenen, hatta 1877 Osmanlı
–Rus harbinde kendi mensup olduğu devlete ihanet eden Ermenilerin bu gün yine
kullanılmaktadırlar. Ancak bir farkla, şimdilerde, öncü kuvvet olarak
kiraladıkları “aydın yaftası” ile gezinen satılmış bir avuç sergerdeden
oluşmaktalar…
Bunlar; yurt dışında katledilen
onlarca diplomatımızın katledilmesini görmediler, onlar; birinci dünya harbinde
cephe gerisinde kadın, çocuk, yaşlı demeden Müslüman Türkün ırz ve namusunu,
mal ve canına kasteden Ermeni “Taşnak çetelerini” görmezden geldiler, Karabağı
hiç hissetmediler. Zira onlar, hayata sadece kendilerine uzatılan pis ve kirli
menfaatleri ile bağlıdırlar… Onların “aydınlık” yüzü ihanetle eşdeğerdir…
Ermeni-Taşnak vakıflarının onlara sunduğu imkanlar onların hakkı ve hakikati
görmelerine de göstermelerine de engel olmaktadır. Zira vicdan denilen, insanı
insan yapan o nesneden uzaktırlar…
Onlarda bilmelidirler ki; eğer
bir gün bu emelleri gerçekleşirse, efendilerine gösterdikleri sadakatin bedeli
olarak ilk önce onlar “telef” edileceklerdir. Tarihin çöplüğünde, kendisine
“aydın” diyen ve milletine ihanet ettiği için “telef” edilen insanların
akıbetleri ile doludur.
Yüce Türk Milleti,
Ülkemiz, iktisaden ve siyaseten
batının sarmalındadır. Ancak bilinmesi gereken bir husus vardır ki, Bu millet
sahip olduğu maddi ve manevi imkanlarını harekete geçirecek bir irade
sergileyememektedir. Bunun sebebi de, Müslüman Türk Milleti ve Türkiye
Cumhuriyeti devletini sevk ve idare eden “milli bir iradenin”
oluşturulamamasıdır.
Bu gün Müslüman milletler ve
özellikle de Türk Milletini oluşturan Türk devletlerinin üzerinde yaşadığı
coğrafyalar, yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının üstünde olmalarına
rağmen, sahipleri konumunda değillerdir. Bu imkanlara sahip olmamız, batıyı ve emperyalist ülkeleri rahatsız
etmektedir. Bizler ise, bu durumun farkında olmamız halinde “milli iradenin”
oluşacağı ortadadır.
Bilinmelidir ki, gelişen bölücü
ve kışkırtıcı her türlü hareketin temelinde, emperyalistlerin bu endişeleri
vardır. İçimizden Kiraladıkları “satılık” ve “kiralık” kendilerine, -güya-
aydın diyen zavallıların oyununu bozacak sevgi haleleri oluşturmak, birliğimize
ve bütünlüğümüze kasteden her türlü oyunlarına itibar etmeyerek, içinde
bulundukları ruh halinde boğulmalarını sağlamamız gerekmektedir.
Ermenilerden özür dileyen
zavallıların, bu milletin ekmeği ile beslenen, nankörler olduğunu unutmayın…
Ermenilerden özür dileyen
güruhun, Ermeni-Taşnak vakıflarının beslemeleri olduklarını unutmayınız…
Yaşasın Müslüman Türk Milleti,
Yaşasın Türkiye Cumhuriyet…

YORUMLAR