Aslında bu kavramlar, hepimiz tarafından bilinmektedir. Ancak konu bütünlüğü sağlanması bakımından izah edilmesi gerekir....
Aslında
bu kavramlar, hepimiz tarafından bilinmektedir. Ancak konu bütünlüğü sağlanması
bakımından izah edilmesi gerekir.
Küreselcilik; globalizmin Türkçe
ifadesidir. Dünya hükumeti yoluyla dünya hakimiyetini sağlamak üzere
tasarlanmış projedir. Aktörleri ve figüranları mevcuttur. Stratejisi ve
silahlı-silahsız gücü vardır. Hayatımızın her yerinde, meşru gördüğümüz her
birim içinde olabilmektedir. Yani devletin ve sivil teşkilatların, basının ve
medyanın her yerinde…
Emperyal politikalar uygulayan
küresel güçler; milletlerin top yekûn hayatı elinde tutabilmek üzere, askeri, siyasi,
psikolojik, sosyal ve iktisadi operasyonlar yaparak, dayanışma ruhunu, değerler
bütününü, milli ve yerel oluşumları ortadan kaldırmak ve bu yapıya ait
duyarlılığı ve farkında lığı (şuuru)yok etmektedirler. Direnen zinde güçleri
imha etmek sureti ile ortadan kaldırmaktadırlar. Son dönemde, dünyadaki siyasi
çalkantılar ve bu sayede öldürülen liderler ve toplu katliamların ana sebebi bu
yapılanmalardır.
Küresel anlayış; kendi egemenlik
alanını kurabilmesi için, öncü birlikler(piyonerler) ve kendisi adına hareket
eden güçleri devreye sokabilmektedir. “Gladyo” olarak bilinen yapılanma, tamda
budur.
Gladyo; resmen 1948 NATO (Kuzey
Atlantik Paktı ) olarak bilinen kuruluşun Sovyet yayılmacılığına karşı
kullanılmak üzere ihdas edilmiş olsa bile, zaman içinde batı dünyasının
birleşik gücü için çalışmalarında bir sapma ve yön değişme gözlenmiştir. Yine bilinmektedir
ki, birleşmiş milletler ve NATO gibi uluslararası siyasette etkin olan siyasi,
ekonomik, kültürel ve askeri kuruluşlar, birleşik batı idealine hizmet etmek üzere,
yapılan her türlü haksızlığın meşruiyet kazanması için faaliyet
göstermektedirler.
Polis Akademisi Araştırma Merkezleri Başkanlığı bünyesinde
bulunan UTSAM, terörizm ve sınır aşan suçlarla mücadele konusunda bilimsel
araştırmalar ve analizler yaparak, şöyle bir neticeye ulaşmıştır.
“1947’de Ulusal Güvenlik Yasası ile kurulan CIA’in ilk
başkanı Allen Dulles’in Gladyo Operasyonu’nun ilk mimarı olduğu iddia
edilmektedir. Gladyo 1948’de, NATO kurulmadan Müttefik Ülkeler arasında
oluşturulan Batı Birliği’nin Gizli Komitesi (Clandestine Committee of the
Western Union - CCWU) bünyesinde geliştirilmeye başlanmıştır. 1949’da NATO
kurulmuş ve CCWU, NATO ile ortak hareket etmeye başlamıştır. 1951’de tamamen
NATO’ya entegre edilerek Gizli Planlama Komitesi (Clandestine Planning
Committee - CPC) adı verilen bir daireye dönüştürülmüştür. CPC, Fransa’da
bulunan Avrupa Müttefikler Yüksek Merkezi (Supreme Headquarters Allied Powers
Europe - SHAPE) tarafından kumanda edilen bir yapıdır. Araştırmacı Ganser’e göre, CPC’ye paralel olarak, Müttefik Gizli Komitesi (Allied
Clandestine Committee - ACC) diye bir birim daha kurulmuştur. 1957’de kurulan
ACC, NATO’nun Müttefikler Yüksek Avrupa Komutanı’na (Supreme Allied Commander
in Europe - SACEUR) bağlı olarak faaliyetlerini yürütmüştür.”
Galadyo; kelime olarak, kısa kılıç
veya hançer anlamına gelse de, milletlerin sinesine yerleştirilen, gerektiğinde
operasyonel hareket edebilen aktif (askeri-sivil)silahlı güç ve bir kontrol
mekanizmasıdır.
Gladyo; “devletin içine sızan
gizli ordu” anlamına gelmektedir. Bütün çalışmalarını devlet üzerinden ve
devletin imkânları ile gerçekleştirir. Yani devletin legal varlığı gladyoyu
izole etmektedir.
Gladyo yirmi milyar dolarlık
yıllık bütçe ile çalışmaktadır. Bu husus şunu ifade etmektedir. Yirmi milyar
sarf ettiğinde, irili ufaklı birçok ülkeyi satın alabilir. Ama bunu tercih
etmeyeceği bilinen bir gerçektir.
Yine aynı araştırmada finans konusunda şu
veriler elde edilmiştir;
Gladyo’nun
faaliyetlerinin finansmanı ilk kurulduğu yıllarda geniş ölçüde ABD ve İngiliz
istihbarat servislerince sağlanmış ve daha sonraki yıllarda yine geniş ölçüde
CIA tarafından sağlanmaya devam etmiştir. Bir araştırmaya göre, Amerika
Birleşik Devletlerince Gladyo yapılanmasının hazırlığı amacıyla 1948-1953
yılları arasında 4 milyar dolar harcama yapılmıştır.
1959
yılı itibariyle SIFAR tarafından hazırlanan resmi raporlara göre, Gladyo için
harcanan miktar, donanım, kurulum ve personel giderleri de dahil olmak üzere
1,5 trilyon İtalyan liretini geçmiştir. Yıllık olarak yaklaşık 225 milyon Liret
harcanan operasyon için CIA tarafında yapılan katkının 1957-1967 yılları
arasında 451 milyon lireti geçtiği vurgulanmaktadır. 1968 ve 1972 yılları
arasında ise 62,5 milyon liret katkı sağlandığı belirtilmektedir.
Gladyo’nun kurulduğu ilk 10 yılda
CIA’in operasyonel malzemelerin alımı için 287 milyon liret harcadığı ve diğer
yıllarda bu yardımın azalarak devam ettiği de belirtilmektedir. Gladyo
Operasyonu için ABD tarafında yapılan tüm masrafların 1.3 milyar liret olduğu
tahmin edilmektedir. 1970-1972
yılları arasında CIA’in bazı İtalyan politikacıları etkilemek amacıyla 10
milyon dolar para aktardığı iddia edilmektedir.
Gladyo; yeryüzündeki bütün servetin
talibidir. O sebeple lokal bir bölge ile yetinmez.
Gladyo, tez-antitez geliştirip, varlığını
sürdürmek üzere, ilgiyi kendi üzerinden uzak tutar. Gelişen bütün hadiseleri
kontrollü olarak sürdürür. Ülkemizde de gözlediğimiz, Sağ-sol, ilerici-gerici,
sağcı-solcu, laik, anti laik kavramlar bunların eseridir.
Asıl faaliyet alanı ise, kamunun
gücünü kullanarak yapmasıdır.
Ayrıca gladyo, sömürge (emperyal)
siyaset takip eden güçlerin dolaylı olarak ülkelerin yönetimini elde tutarak
küresel egemenlik yolunda çalışmaktır.
P2 (Propaganda Due) isimli
mason loca, Gladyo ile loca başkanı
Licio Gelli vasıtasıyla irtibata geçmiştir. Bu sayede,- masonların hedefleri
ile de örtüştüğü için-,her yerde mason desteğini alabilmektedirler.
Zaman zaman muhtelif ülkelerde, gladyoyu ortadan
kaldıracak operasyonlar, medyada haber olarak çıksa da, aslında deşifre olmuş
gladyo ve faaliyetlerini, yine gladyo tarafından ortadan kaldırmak gibi
algılamak lazımdır. Devletin güvenlik ve adalet organları, dikkatleri deşifre
olmuş ve yok edecekleri gladyoya çevirirlerken, farklı konseptle yeni gladyonun
oluşumunu da sağlamaktadırlar. Yani partner ve yöntem değiştirmek üzere eskiyi
yok ederlerken, yeniyide ihdas etmektedirler.
Ülkemizdeki gelişmeleri bu
çerçeveden ele alırsak, müthiş bir benzerlik, olağanüstü bir örtüşme vardır.
Ülkemizde Ergenekon örgütünün
gladyo ile organik bağı var mıdır? Ya da gladyonun amaçları ile örtüşen yeni
bir oluşum var mıdır? Veya da, hangi konseptle çalışılmaktadır? Afganistan’daki
Taliban örgütü gibi bizde de, “şakirdan” gurubunu mu oluşturmaktadırlar?
Bilişim teknolojisini, en son ve en gelişmiş uygulamalarla
devreye sokularak, emperyal ve küresel anlayışa karşı olan şahıs ve kuruluşlara
mı yönlendirilmektedirler?
Etnik temele dayalı ayrıştırma
politikalarını siyasilere önererek, millet birliğini ve devletin dirliğini mi
bozmaktadırlar? Ya da, PKK türevi bir yapılanma mı desteklenmektedir? Bölgemizde
ve ülkemizde gelişen olaylara bakarak, gladyonun faaliyetlerinde bir hükme
varabiliriz.
En önemlisi, ülkemizde gladyonun
etki alanlarını ve bağlantılarını anlamak bakımından, askeri darbelerin, darbe
sonrası oluşturulan siyasal yapılanmaların, Adnan menderes, Süleyman Demirel,
Turgut Özal, Tayyip Erdoğan’ın uyguladığı siyasi çizginin bu gözle ve yeniden
irdelenmesinde yarar vardır.
YORUMLAR