Batı sömürgeci anlayışının karşısındaki yegâne güç; sosyolojik temeli olan ve fıtri (yaratılışımıza uygun)özellik arz eden milliyetçi ...
Batı sömürgeci anlayışının karşısındaki yegâne
güç; sosyolojik temeli olan ve fıtri (yaratılışımıza uygun)özellik arz eden
milliyetçi anlayıştır. Bu düşünceye karşı küresel anlayışın uyguladığı baskı
tehdit ve caydırmalar hemen her coğrafya da sürdürülürken, kendi emellerine
alet edemedikleri, başka bir deyişle, dezenformasyona uğratamadıkları tek milli
anlayış, Ülkücü dünya görüşü ve Müslüman Türk milliyetçiliğidir.
Son üç asırdır, devlet
eliyle milliyetimize ve milletimize ait değerlere saldıranların, batıcı
emperyalist işbirlikçilerinden başkası değildir. Zira millet, çeşitli hile ve
desiselerle iktidara taşıdığı unsurları, “Truva atı” gibi olduğunu sonradan
anlayabilmektedir. Çünkü eğitim ve öğretimimizde, milli ve manevi duyarlılık
olgusundan uzak nesiller yetişmesi, basiret ve öngörüden mahrum insanların
yetişmesini sağlamaktadır. Yüksek gayeleri olan insanlar yerine, anı ve günü
düşünen insanlar yetişmektedirler. İkbal uğruna ne varsa pervasızca feda
edebilmektedirler.
Geçtiğimiz son
dokuz yıl, ülkemiz ve milletimiz “etnik fitne” karşısında AKP iktidarı
vasıtasıyla, çözülme noktasına getirilmiş, her gün şehit edilen asker ve kamu
görevlilerinin cenazelerinde, millet; tepkisini dahi koyamamaktadır. Tepki
konulduğunda ise, sayın başbakan ve taifesi, cenazelerin istismar edilmesi
yönünde, vicdan ve ahlaktan mahrum beyanatlarla durumu geçiştirmektedir.
Milletimizin
hafızasından hiç silinmeyecek olan “Habur rezaletinin” faillerdirler.
Aslında Müslüman
Türkleri, Avrupa dan ve Anadolu’dan çıkarma operasyonunun adı olan “etnik
fitne,” yüzyıllık haçlı zihniyetinin planladığı bu günkü seferlerinin en hayâsızca
olanına muhatap olmamıza rağmen, iktidar ve onun borazanlığını yapan medya,
durumun anlaşılmaması için her türlü entrikayı yapmaktadırlar.
Milletimizin bölgesel
ve kültürel farklılıklarını derin ayrıştırmalara götürerek ondan siyasi menfaat
uman zihniyetler, milletimizin mukadderatı ile oynadıklarını bilmelilerdir. Bu
millete ad olan Türk adı bir ırk adı değil, bir millet adıdır. Irka dayalı bir
devlet yapısını ve ırkçılığı red eden milliyetçilik anlayışı kabul görmemesi
için iktidardaki AKP ve onun kadroları, “etnik hareketleri” her zeminde
desteklemekte ve onları seçimlerde oya tahvil etmek istemektedirler. Nitekim:
Geçtiğimiz
aylarda Sakarya’nın Hendek İlçesinde, Belediye Başkanı Ali İnci ve Bakan
Hüseyin Çelik’in de katılımıyla sergilenen etnik bölücülük bu kez UNİAK
(Üniversiteli Ak Gençlik) tarafından organize edilen bir programla AFA Kültür
Merkezi’nde gerçekleşecek. Devlet imkânları ile desteklenen bu yapılanmalar,
bölücü terör örgütü ile gaye birliği içinde “etnik fitnenin “ meşru ve kabul
görmesine dönük sempatik çalışmalardır.
Şimdi sözümüz
milletimizedir. Her ne sebeple olursa olsun, bu milleti ayrıştırmaya dönük
etnik mesajlara cevabi davranışlarını sergileme zamanının geldiğini, haçlı
zihniyetinin zinde tehdit gücü olan bu küresel sermayenin, içimizdeki kiralık
beyinlerine sokmamız gereği hâsıl olmuştur.
Yarın geç
olmadan, bunlara ders olacak cevabi mesajı vermemiz gerekir.
Nesim YALVARICI
YORUMLAR