Mübarek, iktidarının son günlerini yaşarken, ikbaline dair umut kalmadığı da görünmektedir. Onun ile ilgili söyleyecek...
Mübarek, iktidarının son
günlerini yaşarken, ikbaline dair umut kalmadığı da görünmektedir. Onun ile
ilgili söyleyeceklerimiz, “düşen ağaca balta vurmak” gibi olur. Çeyrek asırdan
fazla bir zaman iktidarı döneminde, dünyanın en önemli bir ülkesinde adaleti
icra edemedi. Adaletle hükmetmeyen hükümdarların ila nihayet payidar
kalmayacaklarının yaşanan en güzel örnektir.
Şimdi, altmış milyar dolarlık bir
servetten, uçaklarından, dünyanın muhtelif yerlerinde yatırım yapmaktan
bahsediliyor. ülkesinden ayrılacağı ya da kaçacağı yol haritasını da çizdiğini söylenmektedir..
Beklide bu durum fark edildiği için sokaklara inildi. Uçakların sayısı muhtelif
olmakla beraber üç-beş tane olduğundan bahsedilmektedir.
Kaçmaya fırsat mı kollamaktadır,
yoksa kaçabilme imkânı mı yok? Onu bilemiyoruz. Zira bu olayda enformasyonu
sağlayan El-Cezire televizyonu, yönlendirme yayın yaptığı için çokta sağlıklı
bilgi akışı yoktur. Uluslar arası kudrete sahip bir televizyon ve haber ağımız
olmadığı için, dış mahreçli haberlerle iktifa edebiliyoruz.
Yeri gelmişken, El-cezire
televizyonu, Katar’dan yayın yapmaktadır. Katar; on bin Amerikan askeri
tarafından güvenliği sağlanan bir ülke ve katar aynı zamanda Amerikanın bilgi
toplama merkezi hükmünde bir yerdir. Amerika, bölgede hadiseleri nasıl
bilinmesi gerekiyor ise ona uygun yayın yaptırmaktadır. Yani Mısırdaki
olayların görüntüsü ve boyutları ile ilgili haberlerin sağlıklı olduğu da
söylenemez. Ama bilinen tek şey, Mısır yangın yerine dönmüştür.
Mısır, çeşitli zamanlarda, savaşlar
ve kavimler göçü sebebiyle demografik hareketlerin yoğun olarak yaşanan bir
ülkesidir. Tarih, kültür ve doğal zenginliği yanında ekonomik kaynak bakımından
da önemli bir ülke konumundadır. Ancak, iyi yönetilemediği için sürekli
çalkantı içinde olmuştur.
Ülkemiz ile bu yönden bir
benzerliği vardır. Zira dünyanın bütün milletlerinin gözü bu iki ülkenin
kaynaklarında ve jeostratejisinin sağlayacağı üstünlüktedir.
İki ülkenin de müttefiki
Amerika’dır. Amerikan’ın dostluğu nasıl ise, öyle bir dostluk…. .Amerika, dost
dediği bütün ülkelerin yönetimlerini kontrol etmek durumundadır. Onun kontrolünde
olmayan bir yönetime tahammül etmemektedir. Şayet kontrolü kaybedeceği bir
ihtimale karşı, ülkede partner değiştirerek, aynı ülkenin insanlarıyla
birbirini kırdırmaktadır. Irak; Afganistan, Tunus, Cezayir, Fas ve bilcümle
turuncu devrim ülkeleri…
Şimdilerde, gelişen olayların
ülkemizdeki mukayesesi yapıldığında, Mısır’ın ve Mübareğin başlangıçta,
uyguladığı siyasetlerle benzerliğinin olduğunu söyleyebilmekteyiz. Sayın
başbakanın medyada ifadesini bulan şekliyle ciddi mal varlığı cem ettiği,
adaletle yönetimin yapılmadığı, ülke çalışma barışını kaybettiği, iş güvenliğinin
tamamen ortadan kaybolacağı bir gidişatın olduğu, adam kayırma, rüşvet, iltimas,
fuhuş, zina yaygınlaşarak, meşruiyet kazandığını gözlemlemekteyiz. Ciddi
şekilde polisiye tedbirlerin alındığı, kamuda en fazla polis istihdamının
giderek bir polis devletinin oluşumuna doğru gidildiğini gözlenebilir olduğunu
bilmeliyiz. Özellikle de etnik hareketlerde devlet bütünlüğünü bozacak
siyasetlere prim vermesi, terörle devleti aynı masada müzakere eder hale
getirmesi, Kıbrıs meselesi ile hassasiyetlerin korunamaması, alınan kararların
Amerikan baskısı şeklinde algılanmaktadır. Hal böyle olunca bu uygulamalardan
sonra bir tıkanmanın olabilmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade edebiliriz.
Sokak hareketleri potansiyeli var
olan sol gurupların, PKK ve türevi örgütlerinde kışkırtmaları sayesinde genele
sirayet edebileceği bir seyir olabilir. Bu durumda ekonomik darboğaza ve
yönetimdeki adaletsizliklere tepki gösterilecek, demokratik kitle örgütlerinin
yasal gösterilerine sızmalar yapılr ve iş giderek çığırından çıkabilir. Allah
esirgesin, işleri kontrol edebilecek duyarlı kadrolardan mahrum görünen AKP
vereceği tavizlerle meseleyi daha da derinleştir.
Yani bölgemizde Amerikan emperyal
siyasetine paralel yürütülen siyasetlerde aynı minval ve aynı karakter vardır.
Sadece zamanlamalar farklı olabilir. Ne de olsa sayın başbakanın gemisi var.
Alır başını pensilvanya ya mı ya da başka bir yere mi gider bilemeyiz? Ancak bu
milletin adaletle ve milli bütünlük içinde yönetilmeye ihtiyacı olduğu
kesindir. Ve bizler bu milletin mukadderatıyla oynanmasına rıza
göstermeyeceğiz.
YORUMLAR