Şehrin arka sokaklarında kimsesizler var. Şehrin arka sokaklarında çaresizler… Gece karanlığı, Kurşun ağırlığında çökmüş omuzla...
Şehrin arka sokaklarında kimsesizler var.
Şehrin arka sokaklarında çaresizler…
Gece karanlığı,
Kurşun ağırlığında çökmüş omuzlarına dağların.
Çökmüş köylere, şehirlere…
Şebnemler, gece çimenlere yağarken
Yollar ıssız, sokaklar ıssız, sular uykuda,
İçimizde bir korku, sızıp bir kuytuda,
Şafağı bekleriz.
Şehrin arka sokağında...
Beklemek! Öylece kala kalmak,
Ve nelere şahit olmak…
Ara sıra hafif bir rüzgâr esiyor,
Yaprak kıpırdasa içimiz ürperiyor,
Ötemizde, derme-çatma bir evin lambaları yanıyor.
Nem kokan evde,
Ve eski şilteler içinde,
Yalnız ve kimsesiz,
Yaşlı bir kadın kıvranıyor.
Arada bir duvardaki saate bakıyor,
Belli ki, zaman geçsin istiyor.
Zaman geçmiyor…
Ve iniltiler dinmiyor…
İçimden geçiriyorum, varsam kapıyı çalsam…
Halini hatırını sorsam,
Dertlerine ortak olsam…
Ya da bir gece bekçisi olsam…
Her gece, bu haneye uğrasam…
Ve arz-ı halini yazıp;
Umarsız muhtara,
Ahraz şehreminine,
Topal ve sağır sultana sunsam…
Nesim YALVARICI
06–04–2006 ADAPAZARI
YORUMLAR