AKP, kendisine tanınan imkân ve imtiyazları hovardaca harcamıştır. Son bir hamle ile milletin temiz duygularını istismara dönük bir pr...
AKP, kendisine tanınan imkân ve imtiyazları hovardaca
harcamıştır.
Son bir hamle ile milletin temiz duygularını istismara dönük
bir proje ile gündemi işgal etmektedir.
O da Osmanlıcılıktır.
Bölücü unsurlarla el ele vererek ülkemizi bölünmenin eşiğine
gelmesinden çıkış için bu yolu seçmiştir. Zaman kazanarak, buradan karlı
çıkmaya çalışmaktadır.
Bölücülükte gelinen noktayı milletin nazarından kaçırmaya
çalışmaktadır.
Yoksa Osmanlıcılık diye bir derdi yoktur.
Kaldı ki Osmanlı’yı ve Osmanlıcılığı çokta tasvip
etmemekteyim.
Osmanlı devleti bir Türk devleti olarak kabul edilir mi?
Kimilerine göre evet kabul edilir, kimilerine göre de sadece
bir imparatorluktur.
Her ikisi de var olan gerekçelere bakıldığında haklılık payına
sahiptirler.
Diline baktığımızda, Arap, Acem, kısmen de Türkçe
konuşulmaktadır.
Elbette diğer etnik guruplarda… Ermeniler, Rumlar da var…
Devlet yönetiminde Türkler söz sahibi değil…
Ticaret, sanat, zanaat ve devlet erkânı, kahir ekseriyetle
gayrı Müslimlerden oluşturulmuş idi…
Doğru değerlendirme yapıldığında, hepsi de Sultanın
kullarıdırlar,
Ancak Türkler, sadece toprağı işler, askerlik yaparlar…
Yani öşür vermek, üretimde bulunur ve askeri unsurdurlar…
“Miri toprak sistemi” devletin asıl yönetim biçimidir.
Miri toprak sisteminde mülk sultanındır.
Kullar ise bu mülkte sadece “toprağı işleyen amele”
hükmündedir.
Kendi içinde; tımar, has ve zeamet sistemi vardır ki, bu
usulle; “miri toprak sistemini “verimli bir şekilde işletmeyi esas alınmaktadır…
İmparatorlukta saray; her şeyi belirleyicidir.
Sarayda ise valide sultanlar…
Malum, Asporça hatun
Bizans imparatorunun kızıdır ve Olorfia,
yani nilüfer hatun yarhisar Tekfurunun kızı, Orhan beyin eşleridir.
Bu uygulama, diğer sultanlara da gelenek olmuştur.
Sonraki sultanlar, gayrı Müslimleri “valide sultan” olarak
haremlerinin kadın efendisi kılmışlardır.
Böylece “valide sultanların” mutlak egemenliği ile süren bir
süreç başlamıştır.
Türkmen ve Türk hatunlardan olma veliahtlar hep talihsiz
akıbetler yaşarlar…
Aynı zamanda saray, entrikalar, veliaht katliamları
imparatorluğun kaderi olarak karşımıza çıkar.
Dileyen, Bursa da Muradiye semtinde imparatorluğun bu hazin
olaylarının günümüzdeki hafızasını bir yoklasın.
Altı yüz yıl imparatorluk, Türk’e “etrak-ı bi idrak” diyerek
yaşadı…
Koruyup kolladığı azınlıklar ise, imparatorluğun en
dirayetli olduğu iddia edilen sultan Abdülhamit’e, “azilname” vererek,
imparatorluğun hazin sonucunu yaşattı.
İç isyanların temel sebepleri de kısmen, Türk milletini yok
saymalarıdır.
Kurulduğundan yıkılışına kadar, Karaman oğlu beyliğini
sistemli biçimde varlığını azalttı.
Serhat boylarına göndererek nüfusunun çoğalmasını engelledi.
Doğuyu ihmal ederek,
öz be öz Türk olan Mengücek oğullarını (Bitlis ve havalisi)Artukluları,
Diyarbakır ve havalisi (güney doğuyu
acemlerin)Dülkadir oğullarını( Arapların)kültür etkisinde bırakarak, bu gün
bölücü yapılanmaların zeminini hazırladılar.
Hâsılı, Osmanlı; saray soytarıları ile hovarda sultanların
sefasını yaşarken muasırdaşları boş durmadılar…
Osmanlıya açılan her
cephede yine Türk ve Türkmen öldü…
Gayrı Müslimler yalılarda zevk ve sefa içinde can çekişen
Türk milletinden intikam almak için kınından kılıcını çekmeye ve hançeri ile
arkadan vurmaya hazırlanıyordu.
Nitekim öyle de oldu.
Vezirlik makamında iken, İsrail devletini el altından
kurmaya yardım eden Emanuel Karasso sultana nihai darbeyi vuracaktı.
Bütün etnik yapılanmalar ayaklanacak, dört koldan son
darbeyi vurmaya karar kılmışlardı…
Öyle de oldu…
İşte Osmanlının hazin sonu…
Bu güne benzerliği, ne kadarda belli değil mi?
Şimdi bazı aklı evvel de çıkmış akıbeti belli başarısız,
emsallerine yenilmiş bir yapının varisliğine soyunmuş.
Yol ve yöntemleri de aynı. Anlayışları da aynı…
Türklüğe düşman, Türklüğü horlayan bir üslupla…
İşte AKP’nin Osmanlıcılık sevdası bundandır…
Bilmelidir ki;
Osmanlı kötü de olsa, Oğuzun kayı boyunu temsil eder.
Ve onun için bizim
yüreğimizdedir.
Bunu bildikleri için bizim bu değerimizi kirli emellerine
alet ederek, milleti yanlarında tutmaya çalışmaktadırlar.
Yoksa içine düştükleri bataktan, hırsızlık ve yolsuzluk
sarmalından başka nasıl ilgi görebilirler.
Nesim YALVARICI
YORUMLAR