MİLLİYETÇİ OLMANIN ZORLUĞU

Bu gün üzerinde yaşadığımız coğrafyada,”özümüz” e ait diyebileceğimiz çok az ”kıymet hükmümüz” (değer yargımız) kalmıştır. Dilimiz erozy...


Bu gün üzerinde yaşadığımız coğrafyada,”özümüz” e ait diyebileceğimiz çok az ”kıymet hükmümüz” (değer yargımız) kalmıştır. Dilimiz erozyona uğramış, Dinimiz,”istismarcı”ve “Kudret simsarları” nın elinde menfaatlerinin gerekleri için zihinleri bulandıran bir kargaşaya düşürülmüş, Yâda, misyonerlik faaliyetlerinin dinden yana görünerek, dinin muhtevasında olmayan “hurafeleri” dinin esasları imişcesine, din adına vazederek, dinimizde tahribata ve dinimizin anlaşılmasını zorlaştırmışlardır. Yabancı olduğumuz işaret ve rumuzlarla mal, eşya ve mekânlarımızın adlandırılmış, coğrafi bütünlüğümüzü tehdit edenler, tehditlerini açık yapar hale gelmişlerdir. Yeraltı ve yer üstü ekonomik kaynaklarımız “bakir” bir durumda işlenmeyi beklemektedir. Sürekli göçler ve bölgesel savaşların etkisi ile kendini tanımaya ve kendi problemlerini aşabilmeye fırsat bulamadan yeni buhran dalgalarını üst üste yaşayan milletimiz, ne talihsizliktir ki, geçmişten getirdiği problemler yumağının sarmalından kurtulamamıştır.

Tarihimizde, sebep-sonuç, yer-zaman-belge-bilgi gibi objektif verilerden uzak hissi ve kasıtlı saptırmalarla doğru yargılara ulaşabilmemiz engellenmiş, yine tarihimiz, rivayetler manzumesine döndürülmüştür. Etnografik ve demografik (ırki ve nüfus) yapımız gerçek biçimde kayıt altına alınamadığı içinde, herkes emelleri doğrultusunda değerlendirmelerle geçmişimize ulaşmamız hususunda anlaşılmaz,(muğlak)bilgilerle zihinlerimizi bulandırmışlardır…

Bir millet, kendisine ait değerlerle varlığını sürdürebilir. Millet olmayı gerektiren şartları devlet hayatında ikame edemez isek, millet – devlet bütünlüğü ve milli devletin oluşabilmesi mümkün olamaz. Zira milletin ihtiyaçlarının, beklentilerinin, umut ve ideallerinin kaynak teşkil etmediği devlet yapısı, milletini mutlu edemez. Bu gün yaşadığımız sıkıntıların temelinde bu yatmaktadır. Ne Osmanlı İmparatorluğu Milli hüviyeti ortaya koyan bir devleti ikame etti, ne de Cumhuriyet…

Batı âlemi, yaşantı yolu ile elde ettiği değerleri üzerinde (öz kültürü) yasal düzenlemeler yaparak, ihtiyaçlarını karşılama yolunu tercih etti. Doğal olarak da başarıya ulaştı. Lakin biz, kolaya, onları taklit etmeye karar verdik. Batının ihtiyaç olarak gördüğü hususlar, belki de bizim dünyamızda asla olmaması gereken hususlardı. Üretim- tüketimden tutunda, medeni ve ticari anlayışımıza, kültür birikimimizden, inancımıza kadar var olan “tercih farklarımız” kendimizle çelişen bir yapıyla, batıdan aldığımız değerler, ufkumuzu görmemizi engelleyen birer “sütre” örtü olmuştur. Buna batının emperyalist emellerini de katınca, işler daha da zorlaşmıştır.

Bu gün batının “dayatma” düşünceleri ile kendimize ait değerler arasında sıkışmış bir konuma gelmişiz. Ne batı bizi, kendi değerleri ile de olsa kabul etmektedir. Ne de biz, kendimizi kabul ettirmek komplekslerimizden vazgeçebilmekteyiz. Ve zaman sürekli olarak, milletimizin aleyhine işlemektedir…

Devleti sevk ve idare edenler, günü kurtarma çabalarını aşamayan bir görüntü içindeler. Milli duyarlılığı olmayan şahsiyetlerin devlet idaresinde egemen olmaları da, batının uyguladığı stratejik oyunları, basiretle anlayabilmelerini kabil kılmamaktadır. Bu sebeple bu gidişatı, millet hayatı için tehlike görmekteyiz. Her gün, dünya da gelişen dengeleri takip edeceğimize içimize dönmüş, kendimizle oyalanmaktayız. Yeraltı ve yer üstü zenginliklerimizi görmezden gelerek, umursamaz bir tavırla, dışımızdan gelebilecek, iane ve yardımlarla yetinip bize takdir edildiği kadarı ile avunmaktayız.

İdeolojisi, idealleri, beklentileri tamamen bir başkasına ihale edilmiş, geleceği hesapsız borçlanmalarla ipotek altına alınmış gençlik, müthiş bir yılgınlık içinde, yarınlarını aramaktadır…

İçerde ve dışarıda, ihanet şebekelerinin kol gezdiği, lakin milli refleksleri “iğdiş” edilmiş bir millet görüntüsündeyiz.

Bu kara tabloya rağmen, bir “ÇIKIŞ YOLU” var mıdır?

Elbette ki vardır. Ve bunu tesis edecek kadroları harekete geçirebilecek bir iradenin, tıpkı, karanlığın en yoğun olduğu zamanda, tan yerini ağartan “şafağın doğuşu” gibi ani olacaktır. Bu iş çok meşakkatli ve sabır isteyen, geniş bilgi donanımı, yüksek şahsiyet sahibi “gönül erlerinin” oluşturacağı serdengeçtilerle olacaktır. Zira yakın gelecek; Müslüman Türkün, mazlum milletlerin ümidi olduğunu göstereceği günlere gebedir. Nasıl olacağı hususunu da sizlerle yine sohbetimiz olacaktır.

İşte zorluk, bu iradeye sahip olunduğu andan itibaren başlamaktadır. Basın ve yayın kuruluşlarının kuşatmasını yaracak bir azim gerekir. İşgal edilmiş kamu kurum ve kuruluşları ehil kimselere verilecek, hak ve hukuk gözetmeyenler yola getirilecek, zenginlik kaynakları milletin menfaatine ve asrın gerektirdiği şartlara uygun halde işletilecek, ülke bütünlüğüne kasteden hainlerin iğfal ettiği masum insanları kardeşlik atmosferine çekecek çelik iradeli olmak gerekir. İç ve dış düşman işbirlikçileri deşifre edecek, ihanetin tanımını yapacak ve ihanetlerin cezasını verebilecek kararlılık gerekir. Bizi, bizim dışımızda tanımlayanlara imkân vermemeliyiz. Milli gelirimizi adaletle tasarruf edecek, yetimin, mazlumun ve çaresizin haklı sedası olacak serdengeçtiler olmak gerekir… Sokakların eşkıya kontrolüne girmesinden ötürü yaşlı, kadın ve çocuklarımız, gasp edileceği endişesiyle sokaklara çıkamamaktadırlar. Sokaklar bu durumdan kurtarılmalıdır… Müslüman Türk kızları “Manukyanlara” sermaye olmaktan kurtarılmalıdır.

Bu işi yapmak pek kolay gözükmemektedir. Bu ifade ettiğim ve edemediğim endişeler Müslüman Türk Milliyetçilerinin endişeleridir. Bunların üstesinden gelebilmek zorluğa talip olmayı gerektirir. Bu sebeple milliyetçiliğin bu zor yolda yürümeye karar verenlere selam olsun. Allah yardımcınız olacaktır. Zira İlayı kelimetullah: “yeryüzünde fesadı ortadan kaldırmak” idealinin adıdır.

YORUMLAR

Ad

Makale,131,Şiir,12,
ltr
item
Nesim Yalvarıcı Blog: MİLLİYETÇİ OLMANIN ZORLUĞU
MİLLİYETÇİ OLMANIN ZORLUĞU
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_qe7ekgDiNP53xLa0OVUMPTvfc4Az8HxUjejOSMhu0XJo5Qid6l4-V9SYd82wR62S4U0n8GUTngSoqlv7Mv52_gdQc1v1M6he8DtUWQIInlbyX5UGXUBr9W288RUgzc0rBF8Rq2gpIxY/s400/mehmetcik-namaz.jpg
https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_qe7ekgDiNP53xLa0OVUMPTvfc4Az8HxUjejOSMhu0XJo5Qid6l4-V9SYd82wR62S4U0n8GUTngSoqlv7Mv52_gdQc1v1M6he8DtUWQIInlbyX5UGXUBr9W288RUgzc0rBF8Rq2gpIxY/s72-c/mehmetcik-namaz.jpg
Nesim Yalvarıcı Blog
https://www.nesimyalvarici.com/2017/01/milliyetci-olmanin-zorlugu.html
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/2017/01/milliyetci-olmanin-zorlugu.html
true
4680738629484459283
UTF-8
Tüm Yazılar Görüntülendi Hiç yazı bulunamadı TÜMÜNÜ GÖSTER Devamını oku Cevapla Cevabı iptal et Sil Yazar: Anasayfa SAYFALAR GÖNDERİLER Hepsini gör SİZİN İÇİN TAVSİYE EDİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH TÜM GÖNDERİLER İsteğinizle eşleşen bir yayın bulunamadı Anasayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis Mayıs Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara şimdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago 5 haftadan daha önce Takipçiler Takip et BU PREMIUM İÇERİK KİLİTLENDİ ADIM 1: Bir sosyal ağda paylaşın 2. ADIM: Sosyal ağınızdaki bağlantıyı tıklayın Tüm Kodu Kopyala Tüm Kodu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalandı Kodlar / metinler kopyalanamıyor, lütfen kopyalamak için [CTRL] + [C] (veya Mac ile CMD + C) tuşlarına basın İçerik Tablosu