Fiilen bölünme eylemleriyle karşı karşıya olduğumuz ülkemizin, MHP; belki de son ümididir. Çünkü iktidar, on üç sene devleti nasıl tahr...
Fiilen bölünme eylemleriyle karşı karşıya olduğumuz ülkemizin, MHP; belki de son ümididir.
Çünkü iktidar, on üç sene devleti nasıl tahrip edecekse öylece davrandı.
Şimdi, Hülagü Han’ın yakıp yıktığı gibi devleti toparlamaya çalışmak istese de, devletin liyakat sahibi kimselerle idare edileceğini yeni anladığını zannediyorum.
Devleti, canından aziz bilen insanların, devlet kadrolarında saf dışı bırakıldığı, bu sebeple devletin idare edilemediğini de görebiliyoruz.
Tam da bu zamanlarda, Milliyet şuuru içinde yetişmiş liyakatli devlet görevlilerine ihtiyaç duyulmuşken, Milli şuur sahipleri, MHP ve Ülkücülük yaftası ile yaftalamışlardır.
Devletin iradesinden ve idaresinden uzaklaştırılmışlardır.
Devlet düşmanlığı ve devleti hasım bilen bir terbiye ile yetişen zihniyet, devletin hafızası ve sinir uçları dâhil her noktaya egemen durumdadır.
MHP; bu durumu lehine çevirmeli, ayağına gelmiş bunca şanstan sonra bunu da tepmemelidir.
Kurultay talebiyle başlatılan hareketi, yönlendirmeli, hatta ön ayak olmalı, çıkabilecek muhtemel yapının da destekçisi olabileceğini deklere etmelidir.
Bu milliyetçi şuurun bir gerekliliğidir.
Ben merkezli bir düşünce, milliyet şuurundaki “kapsayıcılık” düşüncesini “izale” eder.
Milliyet şuurunun gereği, aynı zamanda “özgüven” içinde olmaktır.
Bu birliği, özgüven içinde, soğukkanlılıkla çözerse, millete de güven verir.
Nitekim güvensizlik içinde hareket etmesi, son seçimlerde iki milyon oy kaybı getirmiş idi…
Son seçimlerin sonuçları, milliyetçilerin “kuvve i manevi yelerini” bozmuştur.
Sıcak bir el uzatmak, irkilmelerini sağlamak ve girilen bu umutsuzluk atmosferini dağıtmak, beklenin dışında, “şok” bir olayla sağlanabilir.
Enaniyet yerine, muhabbetle oluşan bir ittifak sağlanmalıdır.
Bu ruh yapısı, dalga boyu millete yayılacaktır.
Birlikten rahmet doğmasına vesile olacaktır.
Asaletli insanlar, fedakârlık yapabilen insanlardır.
Böyle bir durum sağlanmaz ise, her kes kaybeder…
Millet kaybeder, devlet kaybeder.
Dört yüz milyon türkün umudunu taşıdığımızın farkındalığı içinde hareket etmeliyiz.
Devlet düşmanlığı ve devleti hasım bilen bir terbiye ile yetişen zihniyet, devletin hafızası ve sinir uçları dâhil her noktaya egemen durumdadır.
MHP; bu durumu lehine çevirmeli, ayağına gelmiş bunca şanstan sonra bunu da tepmemelidir.
Kurultay talebiyle başlatılan hareketi, yönlendirmeli, hatta ön ayak olmalı, çıkabilecek muhtemel yapının da destekçisi olabileceğini deklere etmelidir.
Bu milliyetçi şuurun bir gerekliliğidir.
Ben merkezli bir düşünce, milliyet şuurundaki “kapsayıcılık” düşüncesini “izale” eder.
Milliyet şuurunun gereği, aynı zamanda “özgüven” içinde olmaktır.
Bu birliği, özgüven içinde, soğukkanlılıkla çözerse, millete de güven verir.
Nitekim güvensizlik içinde hareket etmesi, son seçimlerde iki milyon oy kaybı getirmiş idi…
Son seçimlerin sonuçları, milliyetçilerin “kuvve i manevi yelerini” bozmuştur.
Sıcak bir el uzatmak, irkilmelerini sağlamak ve girilen bu umutsuzluk atmosferini dağıtmak, beklenin dışında, “şok” bir olayla sağlanabilir.
Enaniyet yerine, muhabbetle oluşan bir ittifak sağlanmalıdır.
Bu ruh yapısı, dalga boyu millete yayılacaktır.
Birlikten rahmet doğmasına vesile olacaktır.
Asaletli insanlar, fedakârlık yapabilen insanlardır.
Böyle bir durum sağlanmaz ise, her kes kaybeder…
Millet kaybeder, devlet kaybeder.
Dört yüz milyon türkün umudunu taşıdığımızın farkındalığı içinde hareket etmeliyiz.
![[featured]](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgcSxcUOskHlg3WxynDE6LykCbqAmFnXBR70K1R9sjAcUQ_C54DY8D4Fly4F5nobyRrDnGmJ8MBwd_8AQz5AWFlxf8KmM-g0XLHxCsp-mc8ZhwTcMKwjMnf2fpF5XLJYnLUqEPzGPHi-YY/s400/mhp-logo.jpg)
YORUMLAR