Bu başlık bir kitap adı değil… Bir film adı da değil. “Kapı kulluğunu” meslek edinen şahsiyet fukaralarının izahıdır. Bu başlık, ...
Bu başlık bir kitap adı değil…
Bir film adı da
değil.
“Kapı kulluğunu” meslek edinen şahsiyet fukaralarının
izahıdır.
Bu başlık, Türk siyasetinin öz güven yoksunu,
Üretemeyen, hazır bul musluk ile yetinen,
Kendi mahareti ve emeği imişce hareket edebilen,
Başkasının gücünü arkasına alıp, onu sopa gibi kullanan,
Onun adıyla emellerini gerçekleştiren siyasetçi
müsveddelerinin tanımı için kullanılmaktadır.
Aslında, normal zamanda, yapmak istediklerini icra ve ifade
etmek üzere, bir “Erk’i” n gölgesinde hareket edenler içinde kullanılmaktadır.
Bir otoritenin gücüyle kendi emellerini gerçekleştiren
korkak kişilerin ruh halini de yansıtmaktadır.
Toplumun tartışmasız kabul ettiği değerleri ifade ederek,
değersiz, anlamsız ve çıkarları için kullananları da tanımlamakta…
Yani, istismar ederek,
iğfal ederek kullanan kişiler…
Sakallı din cahili zümreler, süliyetleriyle, giyim-kuşam ve
görünüşleri ile
Hayatımızın asli referansları olan dinimizi,
Milli hassasiyetlerimizi,
Hâsılı devletimizin
gücünü kullanma ehliyetini eline alıp onu zorbalıkla kendi emelleri için
kullananlar…
Kendisine verilen yetkileri, adil olarak kullanmayan ve
onunla kendi kişiliğini kabul ettirmeye çalışanlar…
Paranın gücünü, mecburiyete ve mağduriyete bakarak
kullananlar…
Paranın gücü ile astığı astık, kestiği kestik olanlar…
Cemiyet hayatımızda bu davranışları sergileyen meslek ve
memuriyet sahipleri,
Aslında özgüven yoksunu, ancak kudret karşısında boyun
bükenlerin sergilediği davranışlardır.
Cevherinde asalet olanlar ise, bizim kültürümüzde, “zalim
sultana, zalim diyebilen, batı kültüründe ise, kralın çıplak” olduğunu
söyleyenlerdir.
Onlar, hakkın taraftarlarıdır. Nerede olurlarsa olsunlar
fark etmez…
Hatta kimin muhatabı olmaları da önemli değildir.
Demokratik hayatta ise halkın Rey’ini, yani oy ’unu aldıktan
sonra, intikam ve kinle hareket ederler.
Devletin gücü ile haksızlık ederler…
Bu karakterdekiler ise onlara “soytarılıklar” yaparak onları
haklı çıkarırlar.
Tabi “kuşaktan çıkacak keseden” de gözlerini ayırmazlar.
Bizim kültürümüzde, devlet eliyle zulmeden onca hükümdar ve
devlet erbabına, başı uğruna cevap veren asaletli yiğitler çıkmıştır.
Hallacı mansur,
imaeddin nesimi, köroğlu, Dadaloğlu, pir sultan abdal…
Haşmetli sultana (Fatih’e) “yediğin lokma haramdır” diyen,
Ak Şemsettinler…
Daha isimleri bilinmeyen nice kahramanlar…
Görüyoruz, iktidar erkine karşı direnemeyip, bel kuşağından
kese bekleyen namert sürüsünü…
Kılıcının önü de, arkası da kesen zalimler…
Gölgesinde yaşadığınız kudret, yani siyasi otorite elinizden
gittiğinde,
Şu anda ifa etmeye çalıştığınız “simsarlığınızda”
gidecektir.
Şahsiyet meselesi olan bu tipler, yeni güce, yeni kudrete de
aynıyla mı hareket edip yerlerinde kalabilecek mi?
Onu da zaman gösterecektir.
Nesim YALVARICI
YORUMLAR