Bu kavramlarının sahibi ben değilim. Yani ben üretmedim. Hükümet ve cemaatle “özdeş” olarak anlaşılmaktadır. Millet arasında kabul g...
Bu kavramlarının sahibi ben değilim. Yani ben üretmedim.
Hükümet ve cemaatle “özdeş” olarak anlaşılmaktadır.
Millet arasında kabul görmüş kavramlardır.
Kelimelerin etimolojisi, doğu kültüründe var olan
kelimelerdir.
Hırsızlık ve gasp ile anılan “Ali Baba ve Kırk Haramiler”
den gelir.
Haşahaşiler ise, Alamut kalesini üst tutarak, içki ve
uyuşturucu ile cennet kurduğunu vaad eden Hasan Sabbah gurubu ile bilinir…
Hükümet tarafına, harami,
Cemaat tarafına mukabil bir düşünce ile haşhaşi deniliyor…
Cemaat, organize bir yapı…
Emir-komuta sistemi içinde, hiyerarşiyle hareket edebilme
özelliğinde…
Yetiştirdiği talebeleri, kamuda etkin noktalara getirdiğini,
Sınavları maniple ettiği iddiası var…
Adliye ve emniyet birimlerinde tesiri oldukça genişledi…
Haramiler ise;
Başlangıçta, mahalli idarelerdeki hizmet alımları,
Zamanla, kamudaki bütün hizmetlerin öngörüldüğü ihaleleri
yandaşlara vermek,
Sponsorluk adı
altında işlerin yürütülmesi,
Haşahaşiler ve Haramilerin on iki sene paralel icraatları
ile geçti…
Hemen her sınavda yolsuzluklar patlak verdi.
Her ihale fesat karıştırılarak yapıldığı haberleri ile
çalkalandı.
Paralel ve senkron içinde, kamu sendikal faaliyetlerinde,
baskı yoluyla üstünlük sağlandı…
Yani, mahalle baskısı dediğimiz “mobing uygulamalar” yoluyla
devlet kurumlarını kontrollerine aldılar…
Askeriyeyi çökerttiler…
Adliyeyi etkisizleştirdiler…
Milli eğitim diye bir kurumun şahsiyetini sıfıra indirdiler…
Türk sporunu, amacının dışında kullanarak,
Federasyonlar marifeti ile turistik seyahat acentesi
durumuna getirdiler…
Bunları hep eş zamanlı ve birbirleri ile koordine içinde
yaptılar…
İşler bu minval üzere yürürken,
Başına sarığı, üstüne abasını geçiren, yüzüne sakalı salan, cemaat
kurmaya başladı…
Aynı tezgâhtan herkes istifadeye kalktı…
Yıldızı parlayan, Ensar vakfı, Adıyaman gurubu, Nurcular ve
türevi örgütler, hak yol vakfı ve diğer cemaatler ve yeni jenerasyon hoca
efendiler…
Hepsi aynı yolla, devlet ve hükümetten pay talep etmeye
başladı…
Hatta bakanlıklarda, cemaatler kavgası hemen her gün basında
yazılmaya başlandı…
İşte bu toz duman arasında kontrolü PKK ve bölücü unsurlara
kaptırmak durumunda kalan hükümet,
Bu arada devleti idare etme yetkisini elinde bulunduranlar,
durumun vahametini görebildikleri için, yangından mal kaçırırcasına, çalıp
çırpmaya başladılar…
Üstelik pervasızca…
Uyguladığı dış politik hatalar da öne çıkınca, dikkati kendi
üzerinde tutabilmek için bir kurban seçtiler.
İşte bu kurbanın adı, haşhaşi dediği cemaattir.
Cemaat mensupları ise kamuoyuna mal olacak biçimde, onların
yolsuzluk ve hırsızlıklarını deşifre etmek üzere, onlara harami demeye başladı.
Vizyondaki bu filmin adları millet tarafından da kabul
gördü…
Hatta 14-25 Aralık tarihi, “yolsuzluk ve hırsızlık haftası”
olarak kutlandı…
Kavga, devletin malını ve imkânını sonuna kadar kullanmak
üzerine sürdürülmektedir.
Kavgadaki haramilerin üslubu, çok kaba, çok utanç verici…
Eğer haşhaşiler, iyi bir duruş sergilerlerse, bu üslupları,
onların kazanmalarını sağlayacaktır.
Her iki tarafın dostları ve arabulucuları, ABD’dir.
Anlayacağınız “aracıları” da şeytandır.
Nesim YALVARICI
YORUMLAR