ASALET VE FİKRİ ŞAHSİYET Asil düşüncelerin kökü, mazide gibi eski, rahat bir nefes tadında olduğu içinde, yeni bir bahar huzuru verir ins...
ASALET VE FİKRİ
ŞAHSİYET
Asil düşüncelerin kökü, mazide gibi
eski, rahat bir nefes tadında olduğu içinde, yeni bir bahar huzuru verir
insana… Tazeliği zaman ve mekâna göre değişmez. Belki de, zaman ve mekâna
derinlik ve anlam kazandırır. Asalet; “genlerde şifrelendiği” iddiasında olmak
belki ispatı gerektiren bir yargıdır. Ancak, “asil yozmaz” özdeyişinden yola
çıktığımızda genlerle ilintilendirmek pekâlâ mümkün görülmektedir…
Asalet,
seçkin ve muteber davranışlarla seyrettiğimiz kişilerin taşıdığı cevherdir. Sıklette
ağır, pahada yüklüdür. O cevheri taşımak, güç ister. İrade ister. Sabır ister.
Kışın soğuğu, yazın sıcağı, yılgınlık verdirmez o insana... Sözü doğru söyler,
söyleneni doğru anlamayı tercih eder. Haksızlık etmez, haksızlığa da şahit
olmak istemez, müdahil olur… Zira hakkın tarafında olmak onun asla vaz
geçmediği bir davranışıdır…
Asil
insanların duruşları ve vakarları, ayırt edilebilen özellik olarak göze çarpar.
Zayıflara karşı adil ve müşfik, zalimlere karşı, başı dik ve kahredici bir
duruş sergilerler…
Tertemiz giyinirler… Sade ve zarif kıyafetler tercih
ederler… Aşırılık, hoşlanmayacakları bir haldir… Ses tonları tok, ama
rahatsızlık verici değildir… Öfkelerini sonuna kadar gizler, haddi aşma
sınırında, gereğini yaparlar… Cömert ve yardımseverdirler. Bu özelliklerini,
gelecekte beklenti içinde oldukları her hangi bir işe tahvil etmezler… Çabuk
karar vermez, kimseyi de beklenti içinde bırakmazlar… Özgüven duygusuna sahip,
yapmaları gereken işleri ve kendilerine tayin edilen sınırları ikaz edilmeden
bilir ve ona göre yaşarlar… Cesurdurlar, cesaretlerini gerekli olmadığı sürece
asla kullanmazlar. Sevecen ve cana yakındırlar. Muhataplarını hep ciddiye alır,
onları tenkit ederlerken dahi yanlış anlaşılma endişelerini ifadeden
kaçınmazlar… İşlerine bağlılıkları onları başarıya götürür. Eşine ve
çocuklarına bağlı ve sadıktırlar. Hamiyet duygusu en belirgin özellikleri
arasında sayılabilir… Sır saklamasını bilir, kendisine sığınıldığında ise, ne
pahasına olursa olsun korumacı davranır… Hoşgörü ve yardımseverlik, yüksek
kişiliklerinin tabii seyri içinde sergiledikleri, doğal davranışlarıdır…
Asil
insanda, esas itibariyle gelişen en önemli vasıf, fikri şahsiyettir. Herhangi
bir konu hakkında bilgi sahibi olmak istediğinde, konu ile ilgili fikirleri araştırır,
aslını öğrenir, gerekli görmesi halinde benimser veya red eder. Çünkü bilir ki,
fikir sahibi olmanın yolu, bilgi sahibi olmadan geçer. Birinin hoşuna gitsin
diye veya birileri öyle istiyor diye de bir fikri benimsemez. Genel ahlak kuralları
dâhilindeki her fikri dinler, muhakeme eder, yorumlar ve kendi algılayabildiği
şekli ile de ifade eder. Bilmediği bir fikri biliyorum havasına girmez.
Durumunu kabullenmek noktasında, kompleksleri yoktur.
Fikri şahsiyet
sahibi olan kişi, başkalarının niyetini okumak gibi basit düşüncelere ilgi
göstermez. Ancak basiret sahibi ve ileri görüşlüdür. Gelişen hadiseler ve bir
birini tamamlayan parçaların ne anlama geldiğini bilir ve tedbirini alır.
Ülkesini, milletini, milletine ait bütün kıymet hükümlerine (değer yargılarına)
karşı duyarlı ve ilgilidir. Çevresindeki ilgi bekleyen şahıs ve kurumlar daima
ilgi alanı içindedir.
Toplumun
menfaatlerini korumada kararlı ve önceliklerini iyi tespit edebilecek beceriyi
daima doğru bir şekilde sergiler… Fikrini zorla kabul ettirmez, sadece
muhatabının bilgisine sunar. İdeoloji telkinatı onun en hoşlanmayacağı bir
husustur. Düşüncelerini ve değerlerini yaşayarak gösterir. Örnek davranışları
izahata gerek duymaz. Toplumsal dokuyu oluşturan temel kabullerin yaşatılmasında
özenli hareket eder. Ve çok çalışkandır. Ürettiği her ürün, sadece kendisi için
değil içinde yaşadığı toplumla bölüşülmesi gerektiğine inanır. Bir başkasının
bildiği ve ifade ettiği doğruyu kabul etmekten asla çekinmez… Fikir alış
verişlerden memnuniyet duyar. Onun için önemli olan, birlikte meydana gelen
değerlerdir. Yanılgılarını da rahatlıkla kabul eder…
Bu asil ve fikri şahsiyetlerden oluşan fertler
ve bu fertlerin meydana getirdiği
Milletin varlığının özlemi içindeyiz. Böyle fertler ve
böyle bir milli doku, hayal değildir. Zira insanlar doğumla başlayan davranış
edinme sürecini hayatları boyunca devam ettirebilirler.
Yukarıdan beri bahsi geçen düşüncelerin
cümlesi, insan fıtratına uygun davranışlar ve insan vicdanının rahatlıkla
benimseyeceği kabullerdir. Sistem bütünlüğü içerisinde, genç dimağlara eğitim
yoluyla kazandırılacak bu değerlerle bu gün ıstırapla müşahede ettiğimiz birçok
hatalı davranışı, millet hayatımızdan atmış olacağız. Değer yargılarımız ve
kültür köklerimiz bu düşüncelerle vücut bulmuştur, buda bizim için bir avantajdır…
Asil olmaya bir nesne, bir insan, hiçbir
zaman asil duruş ve asil davranış sergileyemez. Asalet kisvesini giyse de, asil
olanın ağırlığını vakarını ve estetiğini sergileyemez.
Ne güzel demiş Ziya Paşa;
Bed- asla necabet mi verir üniforma?
Zerdüşt palan da giyse, eşek yine
eşektir.”
Türk milleti, yeryüzünün efendiliği ile
bilinen asil bir milletidir, yine asaletle (necabetle) ihtişamlı günlerini
yaşamayı hak edecektir.
Nesim
YALVARICI
YORUMLAR