Altmış kusur yıldır, liberal sağ hükümetler, Müslüman Türk milletinin saf ve temiz duygularını “iğfal” ederek, onları istismar eden siya...
Davos'ta sözde "one-minute" krizi yaşanırken, TBMM'de Türkiye-İsrail Dostluk Grubu üyesi 361, Türkiye-Filistin Dostluk Grubu iyesi ise sadece 60 milletvekili bulunuyordu! Bu milletvekilleri ve mensup oldukları partileri ifade edecek olursak, MHP dışındaki parlamentoda gurubu bulunan diğer partilere mensup olduklarını hayretle ve teessüfle görebilmekteyiz.
Erdoğan, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrailli şirkete verilmesine itiraz edenleri "Yahudi düşmanlığı" yapmakla suçladı. İlahi –semavi dinlerin bilgileri mukaddes kitapları doğrultusunda biliyoruz ki, Hz. İbrahim Urfa da ateşe atılmış, orada gizlenmiş(Korunmuş)olması İbrani oğullarınca kutsal yerler olarak kabul edilmektedir. Ve “arz’ı mev’ut” yani İsrail’in kutsal ideali olan “vaad edilmiş topraklar” arasındadır. Urfa Yahudi vatanı olması, İsraillilerin milli ülküsüdür.
Urfa'daki "mayınlı arazilerin" İsrail'e peşkeş çekilmesinin tartışıldığı günlerde, 26 Mayıs 2009'da, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy "Yahudi Urfa Projesi" olarak bilinen "dinler buluşması" kapsamında Urfa'yı ziyaret etti. Levy;"Urfa ile Harran bizim için çok önemli, her Yahudi için atalarımızın dedelerimizin geldiği bu topraklara gelmek çok önemli"dedi.
İsrail'in bölgeye ilgisi konusunda, bir başka önemli açıklama da 1 Aralık 2004 tarihinde, o dönemin İsrail Büyükelçisi Pinhas Avivi'den gelmişti.uİsraillilerin Güneydoğu'dan toprak alımlarını" yalanlayan Avivi şu ilginç cümleyi dile getirmişti:" Buradan arazi satın alınmadı, ancak bazı ortak projelere destek veriyorlar. Türkiye'yle tecrübelerini paylaşıyorlar
Halbuki, doğum yapmak üzere olan hamile Yahudi kadınları doğum yapmak üzere Urfa’ya getirilip doğumlarını burada gerçekleştiriyor ve geleceğe dair demografik yatırımları da yapmaktan kaçınmıyorlardı…
İsrail sadece Güneydoğu'dan değil, "Anadolu Kartalı Tatbikatı Krizi" ile daha sonra gündeme gelen Konya'dan da 2004 yılının sonunda 40 bin dönüm arazi aldı.
AKP'nin "Tarımsal İşbirliği ve Kalkınma Projesi" ile önünü açtığı bu satış işlemi ile verilen topraklar, ABD ve İsrail'in eğitim için kullandığı hava üssünün hemen yanında bulunuyor. AKP ile İsrail arasındaki bu alım-satım işleri oldukça ilginçti.Bakın Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü, Konya'daki bu satıştan birkaç ay önce Şanlıurfa Ceylanpmar'ı isteyen İsraillilere şu yanıtı verdiğini açıklıyordu: "Dedim ki, GAP'la ilgili düşünceleriniz, Türk kamuoyunda bir kısım kanaatlerin oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle başlangıç faaliyetlerimizi İç Anadolu ya kaydırarak, sulama teknolojisini Türk kamuoyuna sunalım. Bu sayede, kamuoyunda oluşan çekingen hava kırılabilir".
İsrail'in toprak alımlarına kolaylık getiren yasanın da, 19 Temmuz 2003 tarihinde, AKP tarafında yürürlüğe konulan 4916 sayılı yasa olduğunu belirtelim.
AKP İsrail'in toprak alımlarını kolaylaştırmakla kalmıyor, karşı çıkanlara da tepki gösteriyordu.
Örneğin AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Atilla Maraş, İsraillilerin GAP bölgesinde toprak satın almasına itiraz edenleri, "Bizim insanımız da Avrupa ülkelerinde mülk alıyor. Ancak yabancılar bizden toprak satın aldıklarında kıyameti koparıyorlar. Bunu doğal karşılamak lazım… Global baktığımız zaman bunun bir sakıncası yok.” diyebiliyordu.
YORUMLAR