Yavuz'un Şah İsmail ile Barışması Gerekir

YAVUZ’UN ŞAH İSMAİL İLE BARIŞMASI GEREKİR! Önceki yazılarımda,   Tarihten bahsederken, tarihin bir ibret levhası olduğunu yazmıştım. Tar...

YAVUZ’UN ŞAH İSMAİL İLE BARIŞMASI GEREKİR!

Önceki yazılarımda,   Tarihten bahsederken, tarihin bir ibret levhası olduğunu yazmıştım. Tarihe kayıt olarak düşmüş nice olaylar vardır ki, sebepleri ne olur ise olsun, sonuçları millet hayatında derin yaralar açacak şekilde kendisini yeniliyordu, her kaşındığında cerahat ve irin akıyor ise, köklü bir çare ile tedavi etmek gerekir. Yoksa o yaralı uzuv, giderek o yara yaygın bir hal alır ve bütün vücudu onulmaz bir duruma düşürür.
         Millet bütünlüğümüzü tehdit eden ve her zaman tahrik edilmeye müsait bir konuyu, aziz milletimin vicdanına sunulmak üzere irdelemek istiyorum. Bu konu ALEVİLİK ve SÜNNİLİK konusudur. Yazımın başlığını da, Büyük saygı duyduğum Prof. Dr Ümit Özdağ beyefendinin ifade ettikleri gibi, “Yavuz’un Şah İsmail ile Barışması Gerekir” yazmamdaki sebep te budur. Geriye dönüp baktığımızda bu konuda ne kadar geç kaldığımızı her vicdan sahibi kabul edecektir. Osmanlı da yoktur, Sefevi’ler de… Yavuz da yoktur, Şah İsmail de… Pekiyi bunları nasıl barıştıracağız?
         Bu konuyu irdelerken, belki de, H.z Ali ve H.z Muaviye taraftarlarını da barıştırmak isteğimizde ortada olduğu anlaşılacaktır. Aslında Yavuz ile Şah İsmail arasındaki problemin temelinde, bu olayın etken olduğu da bilinen bir gerçektir. Tarihte, ”Sıffın olayı” ya da “Cemel Vak’asıda “ dediğimiz olaylar başlangıç teşkil etmiş, o gün bu gün çeşitli mertebelerde devam etmektedir… Biz olayları ve gerekçelerini tarihe ve tarihçilere bırakarak, bu meselenin milli bütünlüğümüze verdiği tahribatı ve tahribattan nasıl kurtulabileceğimizi düşünmemiz üzerine zihinlerimizi meşgul etmeliyiz. Zira yaşanmış acı ve ıstırap dolu onlarca hadiseyi yeniden gündeme taşıyarak, hangi sonucu alabiliriz?
         Bin dört yüz yıl önce cereyan eden bir siyasi olayın –ki farklı bir coğrafyada yaşanmış-sorumluluğunun ve ceremesinin tarafları, neden Türk Milleti olsun?
         Olaylar, eşya gibidir. Farklı cepheleri vardır. Onun hakkında sağlıklı bir bilgiye sahip olabilmek için, farklı cephelerden bakmalıyız ki gerçek mahiyetini anlayabilelim. Bir olayın anlaşılmasındaki doğruluk payı, bizim olaya kaç cepheden baktığımız ile doğru orantılıdır. O halde, farklı düşünceleri mutlaka göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Zira farklı düşünmek, insan olmanın gereğidir. Öyle ise, Alevi-Sünni bütün kardeşlerimizin, bulundukları cepheden hadiseleri kardeşlik içinde birbirlerine tahammül ederek, yeniden yorumlamalarına lüzum vardır.
       Bilinmelidir ki, millet olarak yumuşak karnımız maalesef inancımızdır. Her seferinde bizi içten ve dıştan inancımızla parçalamaktadırlar. Dinimizin referans noktalarının hiç birinde olmayan kurum ve birimler ihdas edilmiştir. Geçim kaynağı haline getirilen bu kurumlar ihtilafları körükleyerek, varlıklarını kuşaktan kuşağa devam ettirmektedirler. Sünnilerde şeyhler, Alevilerde dedeler ve türevleri… Ayrıca hizmet edebilmek esasına göre teşkilatlanmış siyasi partiler de, bir kısmı bu gruplara taraf, bir kısmı da karşı taraf olarak, istismar üzerine varlıklarını devam ettirmektedirler. Dış mihraklar, bu işi daha ustaca yapmaktadırlar. Ne zaman istikrar ve huzur ortamı baş gösterse, mutlaka tahrik unsurları da paralellik arz eden bir gelişme ile vücut bulur.
        Hâlbuki bizler inancımız gereği, sevgiye dayanan ve cennet ile müjdeci bir anlayışı,     İslam’ı davet metodumuzun özü olarak kabul etmişiz. Bizde, Mevlanalar, Hacı Bektaşi- Veliler, Yunuslar, Hacı Bayramlar, insanlığın ufkunu, zaman geçse bile, aydınlatacaklardır.
         Alevi ve Sünni kardeşler arasında geçmiş menfur hadiseleri bu satırlara özellikle taşımadım. PİR SULTAN ile HIZIR PAŞA’YI, YILDIRIM ile TİMUR’U, YAVUZ ile ŞAH İSMAİL’İ barıştırmak arzusundayım. Milli şuur ile düşünen her Türk evladı da böyle düşünür.
Milli birlik ve beraberlik ülküsünün temel şartı, kardeşlerin barışıdır kanaatimce….

          Şu anda “Kerbela” şehitlerinin ruhlarının sızladığı, canı, malı, ırzı, vatanı pay mal edilmiş komşumuz ve din kardeşlerimizin ibretlik durumuna düştükten sonramı BARIŞACAĞIZ… Şimdi değilse, NE ZAMAN?

YORUMLAR

Ad

Makale,131,Şiir,12,
ltr
item
Nesim Yalvarıcı Blog: Yavuz'un Şah İsmail ile Barışması Gerekir
Yavuz'un Şah İsmail ile Barışması Gerekir
Nesim Yalvarıcı Blog
https://www.nesimyalvarici.com/2016/12/yavuzun-sah-ismail-ile-barismasi-gerekir.html
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/
https://www.nesimyalvarici.com/2016/12/yavuzun-sah-ismail-ile-barismasi-gerekir.html
true
4680738629484459283
UTF-8
Tüm Yazılar Görüntülendi Hiç yazı bulunamadı TÜMÜNÜ GÖSTER Devamını oku Cevapla Cevabı iptal et Sil Yazar: Anasayfa SAYFALAR GÖNDERİLER Hepsini gör SİZİN İÇİN TAVSİYE EDİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH TÜM GÖNDERİLER İsteğinizle eşleşen bir yayın bulunamadı Anasayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Paz Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Oca Şub Mar Nis Mayıs Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara şimdi 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago 5 haftadan daha önce Takipçiler Takip et BU PREMIUM İÇERİK KİLİTLENDİ ADIM 1: Bir sosyal ağda paylaşın 2. ADIM: Sosyal ağınızdaki bağlantıyı tıklayın Tüm Kodu Kopyala Tüm Kodu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalandı Kodlar / metinler kopyalanamıyor, lütfen kopyalamak için [CTRL] + [C] (veya Mac ile CMD + C) tuşlarına basın İçerik Tablosu